Yıllar geçti ekmeğini yiyen iyi yedi Ahmet Kaya’nın. Hükümete yanaşmak için yarışan Kürt şarkıcılar, oyuncular mağduriyet oyunlarında, ajitasyonlarda güzel roller aldılar. Hiçbiriniz O’nun kadar bedel ödemediniz, bedel karşılığında kimliğinizi söyleme rolünü üstlendiniz sadece.
Kayıp kentin yakışıklısı amcasının katili olan zihniyetin mimarlarından biriyle mitinglerde bayrak sallayan mı dersiniz, dizilerin vazgeçilmezi pek solcu? türkücü Yavuz Bingöl ve mono zımparator mu dersiniz hep oradalar ulan. Susmuş, mecburiyetten katılmış duruma göre muhalifler de sevdaya dahil.
Sıla’ya gelirsek; zaten bir milyon yerde ne dediği yazıyor. Bastıra bastıra “Darbe karşıtıyım” diye kıçınızı da yırtsanız, istediklerini yapmazsanız, istediklerini söylemezseniz darbecisiniz. Bugün “Darbe çok kötü:(” diye uyanan tiplerin çoğu 40-50 yaşında. Aklınız yeni mi başınıza geldi lan düdükler? Ben 19-20 yaşındayken 12 Eylül protestosunda polis tarafından “Darbe mi kaldı munukduğum” diye kovalandım. Hiçbiriniz orada yoktunuz.
Sıla’ya düşmüş protest sanatçılık görevini de Sıla’yı da hiç küçümsemiyorum. Gösterdiği cesaret o konumdakilerin pek de yapabileceği türden bir şey değil. Kadına cehennem olan bu ülkede sanırım evrimin sonucu olarak en cesur kalanlar da kadınlar. Sıla’dan Rosa Luxemburg yaratma niyetim yok fakat, cesaretinden alınacak çok ders var. Peki diğerleri neredeler?