Kamuoyunun gündeminden özellikle kaçırılan ve basına haber yapılma yasağı getirilen, bu ikinci yolun yaklaşık 1 kilometrelik kısmı, ODTÜ arazisinden geçecek yaklaşık 8 kilometrelik bir yol güzergahının parçasıdır. Dikmen bölgesinden başlayacak, 100. yıl mahallesinden geçerek ODTÜ’nün içine Vişnelik Mevkii’nden doğu- batı yönünde dalacak ve Bilkent yolunu takiben Eskişehir yoluna bağlanacak bir yol önerisi. Bu yol önerisi 2023 Planında yok. “AUAP 2038” yeni Ankara ulaşım ana planına cayır cayır işlenecek ve “bilimsel” bir yol hüviyeti kazanacak!
Rektör; bu yolun ODTÜ arazisi içinden geçecek kısmı, yani 800 metrelik kısmı “TÜNEL YOL” olsun diyor. Rektör ODTÜ’yü kurtaran ama Ankara’yı yeterince gözetmeyen bir tutum içinde görünüyor. Şehir Plancıları Odası ise dava sürecinde hukuki olarak büyük bir hata yapıyor.
Şehir Plancıları Odası’nın Bianet sitesine geçmişte verdiği aşağıdaki demeçten anlaşılacağı üzere;
Necati Uyar: Koruma İmar Planında öncelik yol değil
“ODTÜ Ormanı’nın doğal sit alanı ilanının, yol projesinin onaylanmasından sonra gerçekleştiğini hatırlatan Uyar bu nedenle eski imar planlarının geçersiz olduğunu söyledi. ODTÜ’nün başvurduğu “koruma amaçlı imar planı”nın önemini şöyle açıkladı:
“Koruma imar planında öncelik imar planında olduğu gibi yapılaşmada değil korumada olmalı. Yollar, tünel açmak değil, alanı korumak için neler yapılacağı, hangi önemlerin alınacağı dikkate alınmalı.”
Uyar, Bayraktar’ın her iki yolun da ağaçlara ve ODTÜ’nün dokusuna zarar vermeyeceği açıklamalarıyla ilgili 100. Yıl Mahallesi tarafında devam eden yol yapım çalışmalarından örnek verdi:
“Burada ağaçlar sökülüyor ancak uzmanlar ağaç sökümü için doğru mevsimin olmadığını söylüyor. Yapraklı ağaçların tüm yapraklarını döktükten sonra sökümünün yapılabileceği belirtiliyor ancak buradaki ağaçlar üzerlerindeki elmalarla söküldü. Bu söküm ve başka yere dikim işlemleri sadece tepkiyi azaltmak için yapılıyor.”
Şehir Plancıları Odası yukarıdaki haberden de anlaşılacağı üzere bir “sit davası” açmış. Yani tünel yolun iptal davası değil. Böylelikle yanlış dava açarak davayı kaybeden taraf olacak. Bu davayı “yol iptal davası ve güzergah davası” olarak açmayan ve Ankara kent bütünü özelinde gerekçelerini sıralamayan Şehir Plancıları Odası’nın konuyu sadece bir “sit–koruma davasına” indirgemesi ayıptır. İş yapmak için dava açılmaz. Açılan dava teknik açıdan yanlış açılmıştır. Yol, ileride yapılaşma çekeceği gibi sit alanı üzerinde potansiyel baskı yaratır. Gelecekte sit alanı ile oynanabileceği de tecrübelerimizden sabittir. Yolun tünel yol olup olmaması ve yüzey çıkışlarının olacağı bilindiğine göre çevresinde her an bir AVM plan değişikliği ile yapılabilir. Yani söz konusu plan şimdilik bir “yapılaşma” önermiyor demek ve davayı “Yol iptal davası” olarak açmamak bir hukuk cambazlığı ve karşı tarafla paslaşmak anlamına gelir. Özellikle DOP payı altında ayrılacak alanın seçimi söz konusu yolun sonunda Bilkent yoluna cepheli ve ODTÜ kampüsü içinde gelecekte bir AVM plan değişikliği yapılmayacağını kimse garanti edemez.
Bu noktada; Gordion AVM'nin bir “DOP” payı ile ayrıldığı ve sonrasında plan değişikliğine sahne olduğunu geçmişten çok iyi biliyoruz.
Peki, ODTÜ Rektörü ne diyor? “Ben tünel yola karşı değilim. Buyursun Gökçek gelsin” diyor. Kaldı ki; ODTÜ kampüsünün ön bahçesi olarak nitelenecek bu arazi sit alanı olmasaydı da bu yol güzergâhının alandan geçmesi de teknik ve bilimsel olarak sakıncalı bir konudur.
SON SÖZ:
1. Meslek odası başkanlarını uyarıyorum.Sİt alanından yol geçmez diye bir kural yok.Yolu; bir altyapı olarak gören idare mahkemesi hakimleri var.ODTÜ 2. yol, 3. yol ve AOÇ dikey ikinci anayoldan haberiniz vardır umarım.
2.Sit alanları herşeyi koruyan bir mucize krem değildir.Yarın bir kararla kaldırırlır.Dolayısıyla, sit temelli açtığınız kaygan davalar düşer.Yapılaşma ikinci aşamada kaçınılmaz olur.Fiili durumu önceden engellemeye yönelik proaktif ve kapsamlı dava açılmalı.
3.Koruma amaçlı imar planıda; bir "imar planıdır".Dolayısıyla, iptalini istediğiniz yol güzergahının bizzatihi kendisine "yol iptal davası" olarak direkt ve esastan dava açılmalıdır.
4.Yeni Çevre Düzeni planı 2038'e göre tüm alt ölçekli davalarınızda bir dava konu güncellemesi yapılması gerekir. 116 sayılı BMK kararı hernekadar odalar; kent içi alanlaraki alt ölçekli proje ve davalarında, yeni ana plandan muaftır dese bile; bu belediye meclisi kararın ilgili hükmüne de ayrıca dava açılması; planlamanın bütüncülüğü ve plan kademelenmesi namus ilkesi gereği boynunuzun borcudur.
5. ODTÜ VE AOÇ KORUMA AMAÇLI PLAN DAVALARINDA;
UMARIM ARTIK BU YAZIDAN SONRA EKSİK YADA YANLIŞ KONULU DAVA AÇILMAZ...Hem şeklen hem esastan güncelleme yapılır yani :-)