Duvar Arkası: AK Parti Kürtlere 'federasyon' mu diyecek?

AK Parti'nin referandum planında 'federasyon' mu var? Haluk Koç siyaseti neden bırakıyor? Meclis'ten televizyon yayını nasıl bir cerraha kaldı? Ankara Üniversitesi'nde neler oluyor? Hepsinin yanıtı yine Duvar Arkası'nda..

15 Ocak 2017 Pazar 10:17
Duvar Arkası: AK Parti Kürtlere 'federasyon' mu diyecek?

BAŞKANLIK TEKLİFİNİN ‘FEDERASYON’LA İMTİHANI

Anayasa değişikliği teklifinin 10’uncu maddesinde yer alan, “Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir” ifadesini ‘federasyona yeşil ışık’ olarak yorumlayanların sayısı az değil.
Kimi hukukçular, bunun ‘zorlama’ bir yorum olduğunu ifade etse de siyasetçiler için federasyon konusu iyi bir malzeme. Bazı siyasetçiler, “bu yüzden hayır demelisiniz” kampanyasına çoktan başladı bile.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, geçen ay, teklife ilişkin, milletvekillerine dağıtılmak üzere hazırladığı “35 soru 35 cevap” başlıklı çalışmasında, “Üniter devlet tehlikede mi?”sorusuna, “Evet. Cumhurbaşkanına, kararname çıkararak merkezi idare kapsamında bölgesel yönetim birimleri, bölgesel yapılar, bölgesel kamu kurum ve kuruluşları oluşturabilme yetkisi veriliyor. Bu federasyona geçiş hazırlığıdır” demişti.
Eğer böyleyse HDP neden bu teklife hayır diyor? Bunu sorduğumuz bir HDP yöneticisi, ‘Ulus devletin ne demek olduğunu en iyi biz biliriz ama hiçbir güç bize, tek adam diktasına da evet dedirtemez’ yanıtını verdi.
Peki AK Parti Kürt illerinde nasıl bir strateji izleyecek?
Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda parti yöneticisinin tutuklu olduğu bu ortamda HDP’nin, teklifin Meclis’ten geçmesi durumunda referandum için bir kampanyayı nasıl yürüteceği meçhul. Çünkü bölgede HDP seçmeninin oy verdiği belediyelere kayyım atandı, seçilmiş belediye başkanları cezaevinde.
Tam da böyle bir ortamda, MHP, ‘bölünmemek için evet diyeceğiz’ diyor; CHP, ‘Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz’ sloganıyla seçmeni ikna etmeye çalışıyor. Aynı maddeyi dört partinin de farklı okumasına ise pek anlamlı görünmüyor.
Siyasi kulislerde konuşulanlara göre AK Parti Kürt illerinde beklenmedik bir strateji izleyerek 10’uncu maddenin o cümlesinin ‘federasyona yeşil ışık yaktığını’ savunacak, HDP’yi federasyona karşı çıkmakla suçlayacak. İktidar partisinin batıda aksini savunurken Doğu ve Güneydoğu’da bunu nasıl yapacağı ise merak konusu.

MECLİS’İN HÂLİ CHP’Lİ KOÇ’U SİYASETTEN SOĞUTTU

CHP’nin İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Ankara Milletvekili Haluk Koç, başkanlık teklifinin Meclis’teki görüşmeleri sırasında gazetecilerle sohbetinde gördüğü manzara karşısında siyaseti bırakmaya karar verdiğini açıkladı.
2002 yılından bu yana milletvekili olan Koç, “Siyasette kalite, saygınlık kalmadı. Siyaset yapmaktan anladıkları kutuplaşma, düşmanlık. Böyle siyaset yapılmaz. Bugüne kadar siyasete elimden gelen katkıyı sundum ama şu duruma bir baksanıza!” dedi.
Koç, Meclis’e girdiği 2002 yılından bu yana siyasette insan kalitesinin nasıl değiştiğini örneklerle anlatarak, “İktidar partisinin o günkü yöneticileriyle ve Meclis grubuyla da tartışırdık ama bir seviye vardı. Bugün gelinen noktayı kabullenmek mümkün değil” dedi.

ALİ ŞEKER’İN VEKİL TV’Sİ

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, başkanlık teklifi görüşmelerinin en çalışkan isimlerinden. CHP ve HDP’nin önerisine rağmen Meclis TV Anayasa Komisyonu’ndaki görüşmeleri yayınlamayınca yayıncılığa soyunan Şeker, işi ilerletti. Ekipmanlarını genişleten CHP Milletvekili, Genel Kurul’daki önemli konuşmaları, tartışmaları Periscope üzerinden yaptığı yayınlarla anbean kamuoyuna duyuruyor.
Meclis basın koridorunda ise bu durum, ‘Böyle önemli bir görevi üstlenmek onca gazeteci kökenli milletvekili varken neden cerrah kökenli bir milletvekiline düştü?’ diye konuşuluyor.


ANKARA ÜNİVERSİTESİ’NDE NELER OLUYOR?

Ankara Üniversitesi OHAL KHK’larını fırsata çevirerek Eğitim Sen’li ve ‘barış imzacısı’ hocalara savaş açmış görünüyor. Onlarca solcu akademisyen ihraç edilirken FETÖ şüphelisi olarak tutuklanan ve sonradan adli kontrol şartıyla serbest bırakılan bir üniversite rektörünün nasıl olup da Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi kadrosuna alındığı herkesin merak konusu. Üstelik Ankara Üniversitesi ile hiçbir bağı da yokken.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.