"Kentlerin ana planı yapılamaz. Makro ölçekli planlama moderniteden sonra rafa kalkmıştır"  diyen bazı ayağı yere basmayan akademisyenlerin prematüre post  modernist söylemlerine de sığınan ve kendilerini bu yolla  akladığını zanneden,  taşeron plancıların durumu ise içler acısı.


Bİr Ana plan yaparız...işimize geldiği yerde alt ölçekli projelerimizde  bunun bağlayıcılığı olmaz işimize geldiği yerde bağlayıcılığı vardır demek ve hele hele  bunu bir belediye meclis kararı içine sıkıştırarak , "ne şiş yansın ne kebab yansın" demenin ve bu duruma bilerek sessiz kalıp üç maymunu oynamanın  bilimsel ve ahlaki bir yanı olduğunu söylemek çok zor.


Öldürülmeye çalışılan bütüncü planlama kuramına kendi bedenlerine uygun gömlek giydirmeye çalışanlar unutmasınlar ki; olmayan "Plana" sözde "ulaşım kılıfı"  geçiren müelliflerden bir farkı olmadığı gibi, ( benzetmek gibi olmasın ama) " Gökçek şehirciliğinden"  arta  kalır yanlarının olmadığının ve planlama disiplinine bilerek yaptıkları bu  mesleke ihanetin de  bilincinde olmaları  gerek ! 


Hadi  Bütüncü Planlama diisiplinini öldürdünüz. Anladık. Analizleri de mi aklınıza gelmedi hiç? 


Bu Olmaya ergi yönteminiz ve parekende  taktiklerinizle daha çok şapkadan tavşan çıkarırsınız siz...


Olmayan "analizlerin"  altında;  4 aydır sözde olmaya  "Plan raporunu " arayan,  Sulh- Hukukcusu Şehir plancılarımıza ithaf olunur.!!