Küresel ısınmanın ile sonucu olarak yaşamımıza giren sıcaklık, yağış ve rüzgar gibi temel iklim bileşenlerinin değişikliği artık gözle görülür bir hal aldı. Son yüzyılın en yüksek sıcaklık ortalamalarının kaydedildiği 2020 yazında orman yangınları, sel olayları günlük olağan olaylar halini aldı.
Geçtiğimiz günlerde Dünya üzerinde şu ana dek güvenilir araçlarla ölçülen en yüksek sıcaklık olduğu belirtilen 54,4 derecelik sıcaklık, ABD’de kayıtlara geçti. Ayrıca, ABD ‘de California eyaletinde sıcaklıklar yükselirken, belli bölgelerde yangın hortumlarına yol açan yangınlar, binlerce insan tahliye edilmesine yol açtı.
SON 10 YIL, KAYDEDİLEN EN SICAK YIL
Yeni bir çalışmaya göre, 2010-2019 yılları arasındaki dönem küresel anlamda kaydedilen en sıcak dönem olarak kayıtlara geçti. Yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre geçtiğimiz 10 yıl kaydedilen en sıcak dönem oldu. Bilim insanları, yaptıkları araştırmalar sonucu 2019’un en sıcak ikinci ya da üçüncü yıl olduğu sonucuna vardı.
İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, gazetemize verdiği demeçte temmuz ve ağustos aylarının orman yangınları açısından en riskli dönem olduğunu söyledi. Artan sıcaklıkların yangın sayısını büyük ölçüde arttırmasa da, yangın riskini yükselttiğini, çıkan yangınların daha hızlı büyüyerek tahribatı arttırdığını söyledi.
Sıcaklık artışları, ısınan hava, artan kuraklık ormanda dökülen yaprak miktarının artmasına, dolayısıyla yanıcı madde yükünün artmasına sebep olduğunu belirtti. Özellikle sıcaklığın 30 dereceyi aşması ve uzun süredir devam eden kuraklıkların yangın riskinin artmasına sebep olduğunu belirten Tolunay, orman yangın riski yüksek olan günlerde daha fazla önlem alınması gerekir dedi.
İzmir Orman Bölge Müdürlüğü İzmir ve Manisa İlerinde Ocak ayından Ağustos ayı ortasına kadar toplam 182 adet orman ve 183 adet orman dışı yangına müdahale edildiğini açıkladı
TEMMUZ AYINDA İZMİR’DEKİ ORMAN YANGINLARI
24.07.2020 Ödemiş ilçesinde zeytin ve çam ağaçlarının bulunduğu bölgede çıkan orman yangını kontrol altına alındı. İlçe merkezinin Ahrandı bölgesinde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
17.07.2020 Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı bölgesinde orman yangını çıktı. Alaçatı’nın güney tarafındaki otluk alanda başlayan yangın, yaklaşık 2 hektarlık alanda etkili oldu. Yangından yayılan dumanların çevredeki yazlık sitelere ulaştığı öğrenildi
14.07.2020 Tire ilçesinde, makilik yangınına müdahale etmek üzere yola çıkan arazözün devrilmesi sonucu Orman Bölge Müdürlüğü personeli 2 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi yaralandı.
13.07.2020 Karaburun ilçesinde makilik alanda çıkan ve rüzgarın etkisiyle bölgeki yazlık sitelere yaklaşan yangın, ekiplerin müdahalesiyle kontrol altına alındı.
02.07.2020 Menderes ilçesindeki Çatalca bölgesindeki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle orman yangını çıktı. Ekiplerin yangını söndürmek için başlattığı 5 saatlik çalışma sonucu yangın kontrol altına alındı.İlk belirlemelere göre 4 hektarlık alanda etkili oldu.
TEMMUZ AYI SICAKLIK ORTALAMALARI VE AŞIRI SICAK GÜNLER
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’de 2019 yılı en sıcak dördüncü yıl oldu. Son 50 yıllık ortalama sıcaklıklar, en sıcak yılların 2000’den sonra gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor. Uluslararası kuruluşlar, iklim değişikliğine karşı hızla harekete geçilmezse aşırı hava olaylarının gündelik hayatımızın bir parçası haline gelmesi ile kısa vadede hastalıklar, çevresel yıkımlar ve gıda krizi gibi olumsuz etkiler yaratacağı konusunda uyarıyor. İklim değişikliğinin yansıması Türkiye’de en çok seller, kuraklık ve aşırı sıcaklar olarak görülüyor. Türkiye’de bu hafta sonu yaşanan aşırı sıcaklar da bu krizin bir parçası.
ORMAN ALANLARINDA SADECE AĞAÇLAR MI VAR?
Orman Genel Müdürlüğü’nün yıllık yayımlanan istatistiklerine göre, son yıllarda orman
alanlarında orman dışı kullanımların arttığı görülmektedir. Orman alanlarının başka kullanımlara açılması ile orman insan etkileşiminin artması yangın riskinin artmasına sebep olmaktadır. Konu ile ilgili görüştüğümüz Prof. Dr. Doğanay Tolunay, orman alanlarında çöplük, enerji nakil hatları, HES ve RES alanları gibi orman dışı kullanımların artması daha fazla tedbir alınmasını gerektiğini vurguladı. Tolunay; ‘“2019 yılında orman içindeki enerji tesislerinden 94 ve çöplüklerden 36 yangın çıkmış olup, bu sayılar piknikten çıkan yangınlardan yüksektir. Bu tesislere yönelik de önlemler alınması yerinde olurdu. Örneğin çöplüklerde belediyelerin bir arozöz bulundurması, tesislerdeki personelin yangınlara müdahale konusunda eğitilmesi gibi... ‘ dedi.
TEDBİR ALINIYOR MU?
İç İşleri Bakanlığını geçtiğimiz günlerde yayımladığı genelgede orman alanlarına yönelik bir dizi tedbir alındı. Genelgede anız ve bahçe artıklarının yakılmasının yasak olduğu açıklanmış. Valiliklerde ‘Orman Yangınları İle Mücadele’ komisyonlarının kurulması ve bir dizi tedbir yayımlandı.
EĞİTİM VE BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARI GEREKLİ
Ayrıca, orman içi ve kenarında yaşayan herkesin bilinçlendirilmesi ve yangına karşı önlem alınması konusunda eğitilmesinin gerekliliğini vurgulayan Tolunay, Gelibolu’da bu yıl arıcılık ve balya makinelerinden yangınların çıktığını belirtti. Tolunay, balya makinelerinde yangın söndürücü bulundurulması ve makinelerin bakımlarının düzenli yapılmasına yönelik tedbirlerin alınması büyük tahribatların önüne geçebilir dedi.
Sıcak ve kurak geçen günlerin artması, hava neminin düşmesi gibi iklim değişikliğinin etkilerinin orman yangın riski olan günlerin artmasına ve yangın mevsimi olarak adlandırılan Mayıs ve kasım aylarındaki sürenin uzamasına yol açığını belirtti. Bu artış, daha fazla önlem alınmasını gerektirirken, orman alanlarının başka kullanımlara açılması ile birlikte orman yangınlarının ciddi tahribatlara yol açtığını söyledi. 10 yıl önce yıllık ortalama yangın sayısının 2000’ler civarında olduğunu belirten Tolunay, son on yılda ise bu sayının 2500’ün üzerine çıktığını, bunun nedeninin de orman ve insan etkileşiminin son yıllarda çok ciddi ölçüde artması olduğunu söyledi. Bu etkileşimin artmasına bağlı olarak aynı anda çok sayıda yangın çıktığını ve bu durumun yangınlara müdahaleyi güçleştirdiğini de sözlerine ekledi.
HABİTAT PARÇALANMASI SEBEBİYLE CANLILAR YANGINDAN KAÇAMIYOR
Arazi değişimleri örneğin otoyolların orman alanlarından geçmesi, kent alanlarının orman alanları içine kadar girmesi ekosistemlere ciddi zarar veriyor. Yangın anında da habitat parçalanmasından dolayı ormanda yaşayan canlılar yangın olmayan alanlara kaçamıyor. Bu günümüzdeki orman yangınlarında yaşanan kayıpların çok daha fazla olmasına sebep oluyor.
Uzmanların uyarılarına göre,Çanakkale yöresi dahil Türkiye’nin batı ve güney bölgelerinde yangın mevsiminin yani yangın tehlikesinin oluşabileceği hassas dönemin tam ortasındayız. Son Gelibolu yangınından sonra -bir kaç gün dışında genel olarak kuvvetli ve hamleli- önce güney, güneybatı ve batılı sıcak ama görece nemli, sonra genel olarak kuvvetli ve hamleli kuzey ve kuzeydoğulu (YAZ POYRAZI çoğunlukla) kurutucu rüzgarlar Çanakkale yöresinde havanın, toprağın ve yanıcı maddelerin daha da kurumasına neden olmuştur. Başka bir deyişle biyojeofiziksel çevre ya da ortamı yangına elverişli hale getirmiştir.Dahası, önümüzdeki en az bir haftalık dönemde yüksek hava sıcaklıkları Türkiye’nin batı ve güney bölgelerinde etkili olacaktır. (Haber: Gökçen Kunter)