Konuyla ilgili Alevi Bektaşi Federasyonu(ABF) Genel Başkan’ı Baki Düzgün şunları söyledi:
Bu coğrafyada yıllardır yaşanan savaşın kazananı da kaybedeni de yok. Suruç’ta ve Ankara’da yaşanan katliamlarda onlarca insan öldü, yaralandı. Suruç’a giden gençler üniversiteli gençlerdi ve insani bir taleple oraya gittiler, barbarca katledildiler. Yine HDP’nin 5 Haziran mitinginde bir katliam yapmak istediler. Çeteler orada da bomba patlattı. Ankara Garı’nda yapılan katliam ise Kürtlere, Alevilere, gençlere, emekçilere herkese yönelik bir katliamdı. Onların mesajı “siz burada barış var diyemezsiniz” idi. Ancak ertesi gün binlerce insan cenazelerine sahip çıkmak üzere Sıhhıye Meydanı’ndaydı.
Bu süreçte Kürtlere yönelik saldırıların artmasıyla biz de bir heyet oluşturup Kürt illerini ziyarete gittik. Orada yaşananlara dair bir rapor oluşturduk. Bu açlık grevi de sürecin sonunda gelinmiş son noktadır. Savaşlarda en çok acı çeken çocuklar için açlık grevine girdik. “Savaşlar olmasın, çocuklar ölmesin” diye açlık grevindeyiz. Bu ülkede vicdan sahibi kim varsa bu kuralsız savaşa dur demek zorunda.
ABF’nin açlık grevinin 4. gününde konuyla ilgili yaptığı açıklama ise şöyle;
Yeni canlarımızın açlık grevimize katılması ve yaşanan bu savaşın yarattığı tehcir ve öldürme politikalarının,ülkemizin bütününe yayılma kaygısından ve hali hazırda alevi örgütlenmesinin yaşanan bu süreçte kendisinden beklenen tavrı gösterme gerekliliğinden kaynaklı olarak açlık grevimizi burada sınırlı tutmayıp yaşadığımız topraklarda, var olduğumuz her yerde devam ettirme kararı aldık.
Barış isteyenlerin,bu sürece müdahale etmesi ve çözüm üretmesi yönündeki beklentimiz artarak devam etmektedir.
İnanç mücadelemiz boyunca her daim zalimin karşısında ,mazlumun yanında olduk.Yürüdüğümüz bu yoldan asla dönmeyeceğimizi bir kez daha belirtip, Kerbela’da zalimlerin karşısında dimdik duran Hz.Hüseyin inancı ile açlık grevimizin amacına ulaşacağına inanıyoruz.
Kadim halklarımızın yaşadığı iller artık birer Kerbelaya çevriliyor. Hz.Hüseyin ve yoldaşlarını susuz bırakıp katledenlerin zihniyetine sahip olan egemenler, bugün kürt illerimizde kardeşlerimizi göçe, açlığa,sefalete ve ölüme mahkum etmeye devam ediyorlar.
Bizler bin yılı aşkın bir süredir yaşadığımız bu topraklarda kardeşlikten, demokrasiden, eşitlik ve özgürlükten, karanlığın karşısında aydınlık bir yaşamı sürdürme inancımızdan bir an olsun vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
“Gördüğünü görmedim diyen, doğru bildiğini söylemeyen bizden değildir” inancıyla yanı başımızdaki katliama sessiz kalamayız ,kalmayacağız. Dünya tarihinde, yapılan tüm savaşların benzer senaryolarını bugün ülkemizde uygulamaya çalışanların, Ortadoğu’yu kendi dünyalarına, ekonomilerine ve iktidarlarına yarayacak bir biçimde şekillendirmeye çalıştıklarının farkındayız. Ve biliyoruz ki ,bu savaşı durduracak olan yine bizlerin ortak mücadelesidir. Kardeşliğimizin ve ortak yaşamımızın yegane temeli budur.
Bizler Kürt illerinde kardeşliğimizin en temel hakları olan eğitim, sağlık, barınma ve yaşam haklarının ellerinden alınmasını, orada bulunan ibadethanelerin, tarihi mekanların,mezarlıkların tahribini kabul etmiyoruz.
Ateşe dahi su atıp söndürmeyen inancımızın hassasiyetiyle, yanı başımızda dillerin, kültürlerin,farklı inançların ve tabiki insanların yok edilmesine izin vermeyeceğiz.
Ve ülkemizin bir kan deryasına çevrilmesinin önüne geçmek için var olan tüm gücümüzle mücadele edeceğiz.
Bunun içindir ki’ SAVAŞLARA HAYIR ÇOCUKLAR ÖLMESİN..!’ şiarıyla üç günlük olarak başladığımız açlık grevimizi süresiz olarak dönüşümlü ve bulunduğumuz tüm alanlarda devam ettireceğimizi siz değerli dostlarımızla paylaşıyoruz. Biz biliyoruz ki, bu topraklarda yüzünü aydınlığa dönmüş tüm duyarlı insanlar,bizlerle birlikte bu savaşa karşı BARIŞ’ı ortak bir mücadele ile tesis edecektir.
Sendika.Org/Ankara