Yaşanılan çağda düşünce ve kültür varlıklarının birer zenginlik olduğuna dikkat çeken Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Peygamberimizin yaşadığı dönemde Müslümanlar arasında ayrılık, dini anlayış hususunda farklı yorumlar yoktu. Onun vefatından sonra İslam toplumunda değişik dini yorumlar ortaya çıktı. İslam’ı inanç olarak kabul eden milletlerin kendi öz değerlerini Müslüman olduktan sonrada korumaları, yaşanılan bölgelerin coğrafi özellikleri, komşu halklarla olan ilişkileri, dinin temel kaynağı olan Kuranı Kerim’i yorumlamadaki farklılıklar zaman içerisinde değişik nitelikli kültürlerin oluşmasına da neden oldu. Türkiye’de hiçbir inanç gurubu bu değişimin dışında değildir. Bu konudaki farklılıklarımız Müslüman üst kimliğimize engel değildir. Yüz yıllardır bir arada yaşayan aleviler ve Sünniler olarak dindaş ve kardeşiz. Ülkemizde aleviler ile ilgili sorunlar sadece Alevileri, Sünniler ile ilgili sorunlar da sadece Sünnileri değil, hepimizi ilgilendirmektedir. Çünkü bizler bir vücudun parçaları gibiyiz. Bir organdaki sıkıntı diğer organları da, vücudun tamamını da etkiler. Bu gerçekten hareketle mevcut sorunları da birlikte çözeceğiz. İnanç ve düşüncelerimiz arasında aynı, benzer ya da farklı yönleri tam olarak öğrendiğimizde karşılıklı iletişim bağlarımız güçlenecek, birbirimizi olduğu gibi tanıyacağız. Ancak bu hedefe sadece okul programlarıyla ulaşılamaz. Bu konuda başta anne babalara, eğitimcilere, aydınlara, din görevlilerine, alevi vakıf ve derneklerine, medyaya kısacası milletimizin her kesimine büyük sorumluluk düşmektedir. Alevi kardeşlerimizin şikayetine konu bir çok sorunun farkındayız. Hükümet olarak bu sorunları çözmek kararlılığındayız. Herkesin inancını tam ve özgürlük içinde yaşayacağı bir iklimi sağlamanın gayreti içerisindeyiz. Hiçbir ayrım ve fark gözetmeksizin, tüm inanç ve kültürlerin yaşaması, geleceğe aktarılması bizlere vazifedir.”
24 Aralık 2017 Pazar 12:44
