MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in görüşmesine ilişkin kulis bilgilerine tepki gösteren Bahçeli, " İki kişi arasında geçen bir konuşmanın sanki not alan kalabalık bir dinleyici güruhu varmışçasına takdim edilmesi, bu vesileyle karmaşa ve kargaşa ortamının yaratılması normalleşme bekleyen malum zihniyetlerin basit kurnazlığından başka bir şey değildir" dedi.

Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanmasını İsrail’in Gazze’deki saldırılarıyla eş değer tutan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz'in “Kürdistan’da işgalcisiniz” sözlerine tepki gösteren Bahçeli, "Sanıyorum bu insana benzeyen canlı fazla yürek yemiş, kanat takmadan yüksekten uçmaya tenezzül etmiş. Bu sözde milletvekilinin Ankara'da dolaşması, Gazi Meclis'e gelip fitne saçması sadece sabrımızın ve kör talihin yaver gitmesinden dolayıdır. Bu milletvekillerinin dokunulmazlığının derhal kaldırılarak adaletin önünde hesap vermeleri acil ihtiyaçtır" diye konuştu.

Kayyum atamalarına ilişkin tartışmalara değinen Devlet Bahçeli, "'Kayyum' edebiyatını sakız gibi ağızlarında çiğneyenler unutmasın ki teröristlerin görevden alınması hukuk devletinin şerefidir, onurudur, ruhudur" sözlerini sarf etti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e seslenen Bahçeli, "Özgür Bey kavga istediğimizi söyleyip duruyor... Rahat olsun, korkmasın, tırsmasın, baksın işine; o bizim klasmanımızda da kalibremizde de değildir. Bizim meselemiz maşalarla değil, tutan ellerledir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ HERKESLE GÖRÜŞEBİLİR"

"Televizyon ekranlarında ya da gazete sayfalarında 'kulis' bilgisi masisiyle servis edilen dedikoduları, körüklenen spekülasyonları, estirilen yalan rüzgarlarını, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ikili görüşmelerin çarpıtılmasını hayretle takip ediyoruz. İki kişi arasında geçen bir konuşmanın sanki not alan kalabalık bir dinleyici güruhu varmışçasına takdim edilmesi, bu vesileyle karmaşa ve kargaşa ortamının yaratılması normalleşme bekleyen malum zihniyetlerin basit kurnazlığından başka bir şey değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesle konuşabilir, dinleyebilir. Bizce hiçbir mahsuru ve sakıncası yoktur. Bizim nazarımızda mahsurlu olan taraf aslı astarı olmayan söylentilerin gemi azıya alması, fitnenin kamçılaşmasıdır.

İmamoğlu'ndan Suriye açıklaması: Türkiye 'anahtar ülke' olmalı İmamoğlu'ndan Suriye açıklaması: Türkiye 'anahtar ülke' olmalı

"KAMUOYU BİLGİLENDİRİLMELİ"

Gerekirse ve yeri gelirse kamuoyu şeffaf ölçülerde bilgilendirilmek suretiyle kaynayan dedikodu kazanının basıncını düşürmek alternatif bir yol olarak değerlendirilmelidir. Her zaman resmin büyüğüne odaklanmalıyız. Sadece maşayı değil tutan ve tutturan elleri de görebilmeliyiz. Böyle yaparsak düşünce ve eylem temelinde yanılma payımız en az düzeyde olacaktır. Bugüne kadar onun bunun dolduruşuna gelerek, tahriklere itibar ederek dava ve siyaset mücadelemizi sürdürmedik. Dibi görünmeyen kuyulardan sırf susuzluğumuzu gidermek pahasına dahi olsa su içmedik, muhatabı kargalar olan kargalıklardan boşu boşuna taşa tutmadık hele hele korkuya düşmedik. Dik durduk, düzgün yaşadık, ahlaki ve siyasi çizgimizden sapma göstermedik.

"SURİYE VE IRAK'IN GÜVENLİĞİ TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİDİR"

Güney sınırlarımız boyunca terör devleti hayali kuranlara meydanın boş olmadığını, heveslerini kursaklarında bırakmak için tetikte ve teyakkuzda beklediğimizi ihtaren hatırlatmak isterim. Suriye'nin ve Irak'ın güvenliği Türkiye'nin güvenliğidir. Dişimizi sıkıyoruz, yumruğumuzu sıkıyoruz. Türkiye'nin ve Türk milletinin güvenliğini, milli bekayı müdafaa gayesiyle her mücadeleye hazır ve kararlı olduğumuzu beyan ediyoruz. Suriye'nin kuzey doğusunda terör devletinin provaları yapılıyorken, Türkiye'de iç işgal cephesi boş durmuyor, tahammülleri zorlayan söz ve eylemlerden vazgeçmiyor.

"TERÖRİSTLERİN GÖREVDEN ALINMASI HUKUK DEVLETİNİN ŞEREFİDİR"

DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı'nın hukuk sınırları kapsamında görevden el çektirilmesi ardından geçtiğimiz çarşamba günü silahlı terör örgütünü yönetmek suçundan 19 yıl 6 ay hüküm alarak tutuklanması Türk devlet ve hukuk onurunun şaşmaz hükmüdür. 31 Mart 2024 seçimlerinde bölücü terör örgütüyle iltisak, irtibat ve ilişki içinde olan teröristleri bilinçli ve sonuçları hesaplanmış şekilde aday gösterenlerin Türkiye'yi siyasi ve toplumsal çalkantıya mahkum etmek istedikleri açık bir gerçektir. Yalnızca Hakkari Belediye Başkanı değil, haklarında yargısal süreçlerin devam ettiği 30'a yakın örgüt üyesinin belediye başkanı koltuğunda oturuyor olması demokrasiyle izah edilemeyecek despotluk ve düşmanlık alametidir. DEM'in hedefi yöre insanımıza hizmet değildir. DEM'li belediyelerin hemen hemen hepsinde paralel yönetim PKK'nın sözde komiserleri vasıtasıyla ağırlığı ve gölgesi hakimdir. Ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde bazı belediye başkanları talimatı bölücü terör örgütü PKK'dan almışken, devletin hazinesinden aktarılan paraları da teröristlere yağmalatmaktadır. Dünyanın neresine giderseniz gidin, hangi ülkenin hukuk sistemini incelerseniz inceleyin; böylesi bir tablonun suç olduğunu hatta devlete ve millete ihanetle eş anlamlı olduğunu görürsünüz. 'Kayyum' edebiyatını sakız gibi ağızlarında çiğneyenler unutmasın ki teröristlerin görevden alınması hukuk devletinin şerefidir, onurudur, ruhudur. İhanete göz yummak demokrasi değildir. Buna karşılık kayyum atanmasına karşı çıkmak ise demokratlık hiç değildir.

"ÖZGÜR BEY RAHAT OLSUN, BİZİM KALİBREMİZDE DEĞİL"

Demlenmiş CHP'nin başındaki zat kayyum ezberini seslendirip halkın iradesinin tanınmadığını söyleyerek kendi kalesine gol üstüne gol atmaktadır. PKK'ya gıkını çıkaramayan, bölücü belediye başkanlarına en küçük tepki gösteremeyen, Suriye'nin kuzey doğusundaki hain teşebbüsleri kuzuların sessizliğiyle izleyen bir şahsın CHP Genel Başkanı olması başlı başlına bir trajedidir. CHP demlenmiş, gemlenmiş, yemlenmiş, ele geçirilmiş ve sonuçta şarampole devrilmiş; Atatürk ile yolları çoktan ayırmıştır. Özgür Bey kavga istediğimizi söyleyip duruyor, bizim böyle bir niyetimiz yoktur. Şayet kavga edeceksek, kavgaya gireceksek Özgür Bey rahat olsun, korkmasın, tırsmasın, baksın işine; o bizim klasmanımızda da kalibremizde de değildir. Bizim meselemiz maşalarla değil, tutan ellerledir.

DEM PARTİLİ MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIĞININ KALDIRILMASI İÇİN ÇAĞRI

DEM'in Mardin milletvekili TBMM'de açıkça 'Kürdistan'da işgalcisiniz, düşmanlığınızın altında kalacaksınız. Kürtleri vatandaş saymıyorsunuz. Halkımızı direnişe davet ediyoruz' dedi. DEM'in Hakkari Belediye Başkanı'nın görevinin asıl sahibine geçmesinden sonra şerefli valimizi şöyle tehdit etmiştir; 'Bu kentin valisini bu sokaklarda dolaştırırsak namerdiz.' Sanıyorum bu insana benzeyen canlı fazla yürek yemiş, kanat takmadan yüksekten uçmaya tenezzül etmiş. Bu sözde milletvekilinin Ankara'da dolaşması, Gazi Meclis'e gelip fitne saçması sadece sabrımızın ve kör talihin yaver gitmesinden dolayıdır. Bu milletvekillerinin dokunulmazlığının derhal kaldırılarak adaletin önünde hesap vermeleri acil ihtiyaçtır. Ne DEM'in ne PKK'nın Kürt kökenli kardeşlerimizle hiçbir ilişkisi yoktur.

"HAYAT PAHALILIĞI DÜŞÜŞE GEÇTİ"

Türkiye ekonomisinde güven veren kararların, istikrar vadeden tedbirlerin, halkımızın refahını gözeten vizyonel atılımların farkındayız ve destekçisiyiz. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.7, üst üste 45 aydır da büyüme başarısı gösteren Türkiye ekonomisi inanıyorum ki enflasyonda da en kötüyü geride bırakmıştır. Merkez Bankası rezervlerindeki yükseliş umut vericidir. Ekonomi yönetiminin doğru ve kararlı politikaları, güven ortamının kökleşmesi, hayat pahalılığının düşüşe geçmesi memnuniyet düzeyini artırmaktadır. Dar ve orta gelirli insanımızı enflasyona ezdirmemeliyiz. Emeklilerimizin şikayetlerini kademeli şekilde dindirmeliyiz. Büyüyen, güçlenen ve gelişen Türkiye ekonomisinden her kesimin adil ve hakkaniyetli pay alması için elimizden geleni yapmak durumundayız.

MHP'DEN PROJE HAZIRLIĞI

Milliyetçi Hareket Partisi bir proje hazırlığı içine girmiştir. Bu proje asgari refah seviyesinin endeks üzerinden hesaplanması ve ailelere gelir desteği projesidir. Bu projenin hayata geçmesi için üzerimize düşen çalışmayı, diğer partilerle olan diyaloğu ve hangi kesimden olursa olsun aç susuz fukara kim varsa hepsiyle kucaklaşmayı hedef alan bir çalışmadır."

Kaynak: Gerçek Gündem