BURSA - Bursa'da konuşan CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, Başbakan'ın 'Demokrasi amaç, değil araçtır' sözünü hatırlatarak, "O amacı gerçekleştirmek için de demokrasinin belli konularda kullanımı tercihinde olmuştu. Şimdi de öyle görünüyor ki; o zaman demokrasi bir tramvaydı amaca ulaşmak için. Şimdi de Başbakan'ın başkan olma hedefi var" dedi.
CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, Bursa programları kapsamında partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Gündeme ilişkin açıklama yapan Tamaylıgil, TBMM'nin 93'üncü kuruluş yıl dönümü olduğunu ve çocuklara armağan edilen bir gün olduğunu belirterek, bugünü kutladı. 'Egemenlik milletindir' sözünü hatırlatan Tamaylıgil, buna rağmen 8 milletvekilinin hala cezaevinde yattığını söyledi.
Parlamenter rejimden rahatsızlık duyup hedefini başkanlığa çevirmiş bir iktidarın bulunduğunu ifade eden Tamaylıgil; baskı, tek adam olma ve karar verme arayışlarının yaşatılmaya çalışıldığını söyledi.
"HESAPTAN KORKUYOR DEMEKTİR'
Meclis'in parlamenter yapının çalışmasından olumsuzluklarla karşı karşıya kalınan bir dönemden geçtiğini söyleyen Tamaylıgil, Sayıştay Kanunu'nun değiştirilmesi ile ilgili tekliflerin olduğunu belirterek, "Meclisin yasama görevi olduğu kadar denetim ve bu denetimi de millet adına yapma yetkisi vardır. Bu yetkiyi de TBMM, kamu kurum ve kuruluşlarını denetlerken Sayıştay aracılığıyla ortaya koyar yani milli iradenin denetim görevini gerçekleştirir. Maalesef 2010 – 2011 yılları bu açıdan Meclis'in bütçelerinin görüşmeleri öncesinde aklanmadığı ve raporların ilgili kurum ve kuruluşlarının raporlarını yasaklandığı dönem ile geçmiştir. Şimdi bu yetmiyormuş gibi bu raporların içeriğini açıklanmadığı gibi şimdi de Sayıştay'ın yapısı ile ilgili yeni tekliflerle ortaya çıkan siyasi irade ile karşı karşıyayız. Hesap vermeyen, hesabını veremeyen demek ki bu hesaptan korkuyor demektir. O yüzden böyle yanlışlıkların, aymazlıkların bir an önce durdurulacağına inanıyorum ve ülkemizde demokrasinin kardeşliğin birlik ve beraberliğin bu 93 yıl önce açılan egemenlik ve kurtuluş mücadelesinin bize vermiş olduğu özgürlük haklarının içinde yaşanmasını diliyorum" diye konuştu.
"HER GÜN AYRI KONUŞAN PARTİ DEĞİLİZ"
Bihlun Tamaylıgil, daha sonra basın mensuplarının 'Barış sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz ?' şeklindeki sorusu üzerine, Türkiye'de herkesin barışı isteyeceğini söyledi. CHP'nin ortaya koyduğu raporların bu süreç ile ilgili yol haritasını ortaya koyduğunu ifade eden Tamaylıgil, sorgulanması gereken değil, ne yaptığını bilen bir parti olduklarını dile getirdi. CHP olarak toplumsal uzlaşı içinde 76 milyonun ortaklaşa karar vereceği bir yapı olması gerektiğini savunduklarını söyleyen Tamaylıgil, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ana çatı TBMM. Temsili olan siyasi partilerin aynı Anayasa uzlaşma komisyonu gibi toplumsal uzlaşı içerisinde gerekli çalışmaları yapmasını öneren ilk partiyiz. Biz çizgimizde bir gün ayrı, bir gün ayrı konuşan parti değiliz. Biz yapılması gerekenleri ortaya koyduk. Bununla ilgili yasa tekliflerini dile getirdik. Türkiye'de huzur ve barışın olması için demokrasinin olması lazım. Bu demokrasinin gerçek anlamda yaşanabilmesi için gereken yasa tekliflerimizi meclisimize açıldığından itibaren veriyoruz. Bizim istediğimiz bunu gerçekleştirecek siyasi bakış açısının oluşması ama bugün sadece dedikleri o süreci ne olduğu bilinmeden, neyi amaçladığı bilinmeden hangi müzakerelerin yapıldığı net olmadan 'Bana güvenin' diyen ama bugüne kadar yaptığı her işten güvensizlik çıkan bir Başbakan ile yürütülmesini kabul etmiyoruz. Bu şekilde neyi işletiyor, ne yapıyorlar? Hiçbirimiz bilmiyoruz." Türkiye'de uzlaşı ve toplumsal birlikteliğin olması gerektiğinin altını çizdiklerini vurgulayan Tamaylıgil, "Biz demokrasinin gerçek anlamda yaşanacağı, korkuların korku imparatorluğunun olmayacağı geleceği dile getiriyoruz. Başbakan zamanında 'Demokrasi amaç değil araçtır' demişti. O amacı gerçekleştirmek için de demokrasinin belli konularda kullanımı tercihinde olmuştu. Şimdi de öyle görünüyor ki o zaman demokrasi bir tramvaydı amaca ulaşmak için. Şimdi de Başbakan'ın başkan olma hedefi var. Bu başkan olma hedefini gerçekleştirmek için adını 'Barış Süreci' diyor ama aynı demokrasi gibi barışın da kutsal ve değerli anlamını böyle bir amaca kullanma eğiliminde olduğunu açıkça görüyoruz" dedi.