HRW 2017 raporunun giriş kısmında, HRW İcra Direktörü Kenneth Roth’un “Popülizmin Tehlikeli Yükselişi” başlıklı makalesinde Türkiye Mısır ile birlikte otoriterleşen ülkeler arasında gösterildi. Roth Türkiye’deki durumu şu sözlerle ifade etti: “Erdoğan, gittikçe diktatörleşen yönetimiyle, çoğunluk adına insan haklarını çiğneyen liderlerin özelliklerini sergilemeye başladı. Yıllardır, ister İstanbul’un merkezine bir park yapmak olsun, ister başkanlık sistemi için anayasayı değiştirmek olsun, planlarına itiraz eden herkese karşı toleransını kaybetmeye başladı. “Roth ayrıca Erdoğan ve AKP’nin darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hali muhalefeti susturmak için bir fırsata çevirmesine ve PKK ile mücadele adı altında HDP milletvekillerinin tutuklanmasına değindi. Batılı devletlere, göçmen krizi ve IŞİD tehdidi gibi başka çıkarlarından dolayı bu gelişmelere zamanında ve etkili bir tepki göstermedikleri eleştirisini yöneltti.
Raporun Türkiye bölümünde 2016 yılında yaşanan insan hakkı ihlalleri beş başlık altında incelendi
Darbe girişiminin ardından alınan sert önlemler
Raporda olağanüstü halin kötü muameleye gerekçe olamayacağı ve uluslararası sözleşmelerde yer alan “işkencenin ve gözaltında tutulan kişilere kötü muamelenin mutlak olarak yasaklanması” gibi ana yükümlülüklerin ihlal edilemeyeceği vurgulandı.
İfade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü
Hükümetin eleştirel medyayı susturmaya yönelik uygulamalarına yer verilen raporda yazarların, akademisyenlerin ve gazetecilerin hiçbir delil olmadan tutuklanmalarının altı çizildi. “Yetkililer sık sık açık hava toplantılarına keyfi yasaklar getiriyor ve barışçı gösterileri şiddet kullanarak dağıtıyor. İstanbul Valiliği, geçen yıldan sonra ikinci defa, 2016 Haziran’ında, İstanbul LGBTİ Onur Yürüyüşünü, güvenlik riski ve kamu düzeni gibi gerekçeler göstererek yasakladı” ifadeleri kullanıldı.
Güneydoğu’da hız kazanan çatışmalar
2016’da Güneydoğu’da hız kazanan çatışmalarda çok sayıda insan hakları ihlalinin yaşandığı ve bu ihlallerin siyasetçilere de uzanması sonucunda eş başkanlar da dahil olmak üzere çok sayıda milletvekilinin tutuklandığı ifade edildi.
Mülteciler ve göçmenler
Türkiye’nin başta Suriyeliler olmak üzere çok sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığı belirtilirken mültecilerin çoğunun etkin korunma, eğitim ve resmi çalışma olanaklarından mahrum olduğunun altı çizildi.
Kadın hakları
Raporda, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamış olmasına karşın, “aile içi şiddet sonucu ölümler ve sözde "namus cinayetleri" de dahil olmak üzere, kadına karşı şiddet ciddi bir kaygı kaynağı olmaya devam ediyor” dendi.
Çeviri-haber: SiyasiHaber