Rusya’nın Ankara büyükelçisi Andrey Karlov’a yönelik suikasti El Nusra’nın üstlendiğini duyuran Rusya devletinin finanse ettiği Sputnik ajansı yeni bir açıklama ile yeni adı Şam’ın Fethi Cephesi olan örgütün suikasti gerçekleştirmediğini belirttiği haberini okuyucularıyla paylaştı.
Sputnik’in Mısır gazetesi El Yum El Seba’ya dayandırdığı haberinde Karlov’a düzenlenen suikastı, Şam’ın Fethi Cephesi’nin (eski adıyla El Nusra) öncülüğünde İdlib’de kurulan Fetih Ordusu’nun üstlendiğini duyurmuştu.
Haberde, Fetih Ordusu’nun suikastı üstlendiğini açıkladığı sözde bildirinin görüntüsüne de yer verilmişti.
‘FETİH ORDUSU REDDETTİ’
Ancak El Nusra’ya ait olduğu iddia edilen bildirinin sahte ve montaj bir bildiri olduğu iddia edildi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan El Nusra sözcüsü de bildirinin kendilerine ait olmadığını açıklamıştı.
Sputnik, El Nusra’nın suikasti yalanlandığı haberini şu sekilde duyurdu:
“Şam’ın Fethi Cephesi ve bu örgütün liderliğinde kurulan Fetih Ordusu’ndan yapılan açıklamada, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a yönelik suikastin terör örgütü tarafından gerçekleştirilmediği belirtildi.
Rusya merkezli RBK ajansının haberine göre, Büyükelçi Karlov’a düzenlenen suikasti internette paylaşılan bir mektup ile üstlendiği belirtilen Fetih el Şam (eski adıyla El Nusra Cephesi) ve bu örgütün liderliğinde İdlib’de kurulan Fetih Ordusu, iddiaları reddetti. Suikastle bağlantıları bulunduğunu reddeden terör örgütleri, internetteki açıklamanın ‘sahte’ olduğunu savundu.
Türkiyeli yetkililer, Büyükelçi Karlov’un pazartesi akşamı Ankara’da gerçekleştirilen bir sergi açılışında yaptığı konuşma sırasında polis memuru Mevlüt Altıntaş tarafından vurularak öldürülmesinin arkasında FETÖ olduğunu birçok kez dile getirmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’li mevkidaşı John Kerry’ye ‘suikastin arkasında FETÖ bulunduğunu hem Türkiye hem de Rusya’nın bildiğini’ söylerken; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Suikastçi, FETÖ’ye mensup bunu gizlemeye gerek yok” ifadelerini kullanmıştı.”
El Nusra: Ne zaman kuruldu, ne yaptı?
Irak’taki El Kaide saflarında savaşan Suriyelilerin kurduğu Nusra Cephesi Suriye krizinin en tartışmalı grupları arasında yer alıyor. Henüz IŞİD’e dönüşmeden önce ‘Irak İslam Devleti’ olarak bilinen örgüt, Suriye krizi patlak verdiğinde Suriyeli unsurlarını yeni cephede örgütlenmek için gönderdi.
Haliyle Nusra Cephesi bugünkü IŞİD’in bir projesiydi. Ancak Ebu Muhammed Colani’nin Ebu Bekir Bağdadi’yi gölgede bırakması, Irak’taki yabancı savaşçıların Suriye’ye kayması, dışardan gelen yabancıların da Nusra’ya katılması endişeye yol açtı. Bunun üzerine Bağdadi Nusra’yı feshederek Irak ve Suriye sahnesindeki örgütü Irak-Şam İslam Devleti altında birleştirdiğini ilan etti. Colani bunu reddedip küresel El Kaide liderliğine bağlılığını bildirdi. Bunun üzerine El Kaide ile IŞİD arasında ayrım derinleşti. Nusra Cephesi, İhvan dahil diğer sözde ılımlı muhalefet tarafından devrimin bir parçası olarak görüldü. Ancak El Kaide’nin Suriye şubesi olması uluslararası yardımları etkilediği için ismini değiştirmesi ve El Kaide’den ayrılması konusunda baskı oluştu.
Bu baskıyı yapanların başında Katar ve Türkiye geliyordu. Nihayetinde Nusra, görüntüyü kurtarmak için hiçbir örgütle bağlantılı olmadığını duyurup adını ‘Şam’ın Fethi Cephesi’ olarak değiştirdi. Ancak yeni örgüt de ABD tarafından terör örgütü sayıldı. IŞİD’le ayrışmadan sonra kan kaybeden Nusra toparlandıktan sonra ABD’den yardım alan bazı örgütleri de sahneden sildi. Gücünü özellikle İdlib’te tahkim etti. Türkiye’nin desteklediği birçok örgüt de sahada Nusra ile ortak hareket edegeldi. (DIŞ HABERLER)