Türk Lirası serbest düşüşe devam ediyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından Türk Lirası adeta yere çakılmaya başladı. Ülke ise panik halinde bir yangın yerine döndü. Önceki gün 11,37’den işlem gören dolar/TL dün gün içerisinde yüzde 17'ye ulaşan yükselişlerle 13 lirayı aşarken, avro/TL 14 liranın da üzerini gördü.

Erdoğan’ın pazartesi günü Kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmada, "Kurdaki rekabet gücü yatırım, üretim ve istihdamda artışa yol açar" ifadelerini kullanması TL’deki değer kaybını hızlandırdı. Erdoğan’ın düşük faiz politikasını sürdüreceğinin sinyalini vermesinin ardından dolar dün 13,46’ya kadar çıkarak tarihi rekor seviyesini tazeledi. Eylülden bu yana 400 baz puan faiz indirimi yapan TCMB’nin indirimlere devam edeceği düşüncesi de TL’deki değer kaybının ana nedeni konumunda.Gram altın, dolar/TL'deki yükselişle beraber rekor tazeleyerek 800 TL'ye dayandı. Sene başından bu yana yüzde 50'den fazla yükseliş kaydeden güvenli liman gram altın, bu seneye 450 TL civarında başlamıştı.

ÜRETİCİ-TÜKETİCİ DENGESİ BOZULDU

Kurdaki oynaklık hem üreticilerin hem de ticaretin dengesini bozdu. Dünya’ya konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat, yüksek oynaklığın toptancıların ve hammaddecilerin fiyat vermesine engel olduğunu söylerken, kontratların çok zor yapılabildiği, vade konuşulmayıp peşin alışverişin zorunlu olduğu bir döneme girildiğini söyledi. Satıcının vadeli mal satarken, alış fiyatını bağlayamadığına dikkat çeken Fayat, “Böyle olunca sattığı malı bu kez daha pahalıya almak zorunda kalabiliyor. Sattığı malı yerine koyamama endişesi var. Oynaklık kaldığı sürece bu durum devam edecek” dedi. Konfeksiyon tarafında iç piyasada vadelerin normal zamanda 2-6 ay arasından olduğunu aktaran Fayat, “Şimdi bırakın 2 ayı, 2 gün bile tahammül edilemiyor. Emtia fiyatları bile dolar bazında ciddi artarken, TL ile uzun vadeli kontrat yapmak büyük bir risk. Herkes için öngörülemez bir dönemdeyiz” ifadelerini kullandı.

DÖVİZ BÜROLARI TABELA KAPATTI

Döviz büroları yaşanan kur şoku nedeniyle dün öğlen saatlerinde tabela kapatmak zorunda kaldı ve döviz satışını durdurdu. Habertürk’e konuşan bir döviz bürosu işletmecisi, "İstikrar olmadığı için tahtayı kapatmak zorunda kaldık. Ne müşteri ne biz mağdur olalım. Şu anda döviz satan yok, tedirginlik olduğu için herkes alım tarafında hareket ediyor. Piyasada çok fazla TL var. İnsanlar sürekli döviz almak istiyor" dedi.

Erdoğan konuşmasında ayrıca, "Yüksek faiz-düşük kur kısır döngüsü yerine yatırım, üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomi politikamızla ülkemiz için en doğru olanı yapmakta kararlıyız" dedi ve ekledi: “Ülkemizi bunca tuzaktan, badireden nasıl çıkardıysak Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik Kurtuluş Savaşı'ndan da zaferle çıkartacağız."

TL’nin dolar karşısındaki değer kaybının yüzde 20’ye yaklaşmasının ardından Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile Ankara’da bir araya geldi. Görüşmeye ilişkin detay paylaşılmadı. Merkez Bankası’ndan konuya ilişkin açıklama yapılmadı.

İKTİSADİ DAYANAKTAN YOKSUN KONUŞMA

İTÜ İşletme Fakültesi'nde öğretim üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, sert değer kaybını ve son gelişmeleri değerlendirdi. Günçavdı, döviz kurunda dün yaşanan dalgalanmanın nedeninin Erdoğan’ın iktisadi dayanaklardan yoksun açıklaması olduğunu belirtiyor.

Kur meselesinin çok teknik bir mesele olduğuna dikkat çeken Günçavdı, “Ekonomi teknik bir meseledir bunu siyasete çekerek yabancılar nezdinde açığa düştü. Açıklamayı dünyadaki mevcut koşulları da dikkate almadan yaptı. Anladığım kadarıyla hükümet dünya ekonomisinin içinde bulunduğu durumu göz ardı ediyorlar” ifadelerini kullandı.

Yaşanan son gelişmeleri ‘züccaciye dükkânına fil girmesi’ olarak nitelendiren Günçavdı, “Piyasaya karşı her açıklamalarla piyasa sınanıyor ve bu şekilde tepki veriyor. Hükümet iktisadi bir konuya siyasetle cevap veriyor. Baştan hatalı. Bunu en son 1994 yılında Tansu Çiller yapmaya çalışmıştı. O krize dönüşmüştü” şeklinde konuştu.

2021 YILINDA KITLIK RİSKİ

Kurun enflasyona geçişkenliği ise yüzde 30 civarı ölçülüyor. Yani kurdaki her yüzde10’luk artış enflasyona 3 puan katkı yapıyor.

Kur artışı herkesi panik havasına soktu. Yurttaş yarın alışverişte neyle karşılaşacağını tahmin etmekte zorlanıyor. Bu belirsizlik ortamında stok ve kıtlık riski doğuyor. Prof. Dr. Günçavdı’ya göre fiyat istikrarına kavuşmadığımız sürece bu belirsizlik devam edecek.

Çok kısa sürede aşama aşama şoklar geldiğini söyleyen Günçavdı “Böyle bir ortamda yoğun bakımdan çıkamazsınız. Fiyatta istikrara kavuşamadığınız anlamına gelir. Özellikle ithal veya yerli malları ellerinde bulunduran insanlar bu malları stoklarından çıkarmaya rıza göstermezler. Elbette bu durum bir kıtlığa neden olur. Kurlarda fiyat oturmadığı için 2001 yılında yaşadık biz bu durumu” dedi. (BirGün)