İç Batı Anadolu'da Murat, Eğriöz ve Şaphane dağlarından doğan, Kütahya, Uşak, Manisa ve İzmir'den geçtikten sonra Ege Denizi'ne dökülen ve bölgede 1 milyon 200 bin dekar arazinin sulamasında kullanılan nehirde, kuraklığın etkileri belirgin şekilde gözleniyor.

Bölgedeki yağışlar ve derelerle beslenen nehrin, özellikle Salihli ilçesinde kurulu Demirköprü Barajı'ndan sonraki bölümünde, kilometrelerce akmadığı görülüyor.

"İLK KEZ BU KADAR KURUDU"

Ramsar Sözleşmesi olarak bilinen "Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi" ile koruma altında bulunan nehir ve havzasındaki fauna ve floranın da kuraklık ve ekolojik kirlilik nedeniyle daraldığı belirtiliyor.

Manisa Ziraat Odaları İl Koordinatörü Abdullah Şenol, kuraklığın yanı sıra yanlış sulama metotları nedeniyle de nehrin kuruduğunu ve yeraltı suyunun derinlere indiğini söyledi.

Kurumanın endişe verici boyutta olduğunu aktaran Şenol, "Demirköprü Barajı'mızda ve Marmara Gölü'nde su kalmadı. Barajımızda su kalmadığı dönemlerde bile yeraltı kaynaklarımızdan gelen sular vardı. Gediz Nehri ilk defa bu kadar kurudu" dedi.

Tarımda geleneksel yöntemden kapalı devre modern sulamaya geçişin teşvik edilmesi gerektiğine işaret eden Şenol, şöyle dedi:

"Modern sulama sistemiyle 10 yıl yetecek su, 5 yılda bitti. Şu anda yağmurların yağmasını ve barajların dolmasını bekliyoruz. Bu da en az bir kaç yıl sürecektir. Geldiğimiz noktada havalar yağışlı olmazsa seneye mahsullerde yüzde 40-50 arasında rekolte düşer. Sadece salma ve vahşi sulamadan kaynaklanan yöntemlerle sularımızı bitirdik. Gediz Havzası'ndaki ziraat odaları ve belediye başkanları ile hükümetimiz bir an önce önlemler alması lazım. Bu verimli arazileri çoraklaşmaya mahkum etmemeliyiz"