Ülkenin ilk pandemi hastanesi olan Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi yargıya taşındı.
TMMOB’ye bağlı Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ile İstanbul Tabip Odası, İstanbul Barosu ve Türk Toraks Derneği sanatoryumun Diyanet’e tahsisi kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması için dava açtı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na açılan davada, tahsisin ‘kamu yararına aykırı olduğu’ vurgulandı.
İstanbul 14. İdare Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, Adalar’ın sağlık altyapısı açısından İstanbul’un en ihtiyaç sahibi ilçesi konumunda olduğu belirtildi. Dilekçede, şöyle denildi: “Bugün sadece Büyükada’da kapasite olarak ihtiyacı karşılayamayan bir adet hastane bulunmaktadır. Üstelik toplam sağlık tesisi alanının büyük bir bölümünü oluşturan Heybeliada Sanatoryumu’nun sağlık tesisi olarak değerlendirilmeyecek şekilde tahsisi ile halkın temel ihtiyaçlarından biri olan sağlık alanında hizmet sunumu açısından kamu yararına aykırı bir işlem yapılmaktadır. Ada halkının ve Adalar Belediyesi’nin taleplerine aykırı olan işlem hizmet gerekleri ve kamu yararı ile de uyumlu değildir. Yanı sıra Adalar ile ilgili alınmış olan koruma kararları ve plan yaklaşımlarına aykırıdır.”
KORUMA KURULU ‘UYGUNDUR’ DEMİŞ
Dilekçede, İstanbul 5 No’lu Koruma Bölge Kurulu’nun alanın ‘kiralamaya uygun’ olduğuna ilişkin görüş sunduğuna dikkat çekildi, bunun şehircilik ilkelerine aykırı olduğu vurgulandı: “Yargılama konusu ‘tahsis’ işleminin öğrenilmesi sonrasında tarafımızca yapılan araştırmalar sonucunda anılan alanda ‘kiralama’nın uygun olduğuna ilişkin İstanbul V No.lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 20.04.2011 tarih ve 3308 sayılı kararı da öğrenilmiştir. İstanbul V No.lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 20.04.2011 tarih ve 3308 sayılı kararı da şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve hukuka açıkça aykırı niteliktedir.”
SAĞLIK HİZMETİNDE KULLANILMALI
Tahsis işleminin yürütmesinin durdurulmasının talep edildiği dilekçede, sanatoryumun sağlık hizmeti için kullanılması gerektiği ifade edildi: Heybeliada Sanatoryumu köklü bir sağlık kurumudur. Sanatoryumun tarihi hafızası ve SİT alanı özelliklerine uyumu gözetilerek, Adalar halkının ve İstanbul halkının ihtiyaçları, düşünceleri dikkate alınarak tıp tarihi ve verem savaşı müzesi, sağlık alanında kongre ve eğitim merkezi, uzun süreli yatışı gereken çok ilaca dirençli tüberküloz hastalarına yönelik yataklı bir kurum, sağlık hizmeti verecek birimler ve benzeri işlevler ile yeniden kazandırılması kamu yararına uygun olacaktır kanısındayız.”
Diyanet’ten Heybeliada Sanatoryumu açıklaması: İade edebiliriz
Heybeliada’daki araziye ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bir açıklama yapılarak, tahsis edilen alanın pandemi hastanesi olmadığı ve Heybeliada’ya yeniden bir Pandemi Hastanesi’nin planlanması halinde, mevcut olan araziyi de iade etmeye hazır olunduğu ifade edildi
Diyanet’ten yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
Bazı medya organlarında Diyanet İşleri Başkanlığı’na 2018 yılında tahsis edilen İstanbul Heybeliada’daki araziyle ilgili olarak yer alan haberlere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
1. Haberlerde sözü edilen alanlar, 2005 yılında Sağlık Bakanlığı'na bağlı Sanatoryum’un kapanmasının ardından 13 yıl boş kalmış, bu sürenin ardından 2018 yılında Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilmiştir. Dolayısıyla Başkanlığımıza bir pandemi hastanesi değil, geçmişte son olarak Sanatoryum olarak kullanıldıktan sonra kapatılarak Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne iade edilmiş ve üzerinde kullanılamaz durumda binaların olduğu bir alan tahsis edilmiştir.
2. Söz konusu 200 dönümlük alanın Sanatoryum binasının da içinde olduğu yaklaşık 134 dönümlük bölümünün tahsisi Başkanlığımızın görüşü doğrultusunda 2019 yılında Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından kaldırılmıştır.
3. Başkanlığımıza halen tahsisli bulunan yaklaşık 60 dönümlük alanda, harabe durumda olan Sanatoryum’un idari hizmet binaları olarak kullanılan yerler bulunmaktadır.
4. Bazı medya kuruluşlarınca iddia edildiği gibi, söz konusu alanların Başkanlığımıza bağışlanması söz konusu değildir. İlgili mevzuat doğrultusunda, kamuya ait araziler kamu kurumlarına nasıl tahsis ediliyorsa, Heybeliada’daki alanlar da Başkanlığımıza aynı usullerle tahsis edilmiştir.
5. Başkanlığımız Covid-19 salgınıyla mücadele sürecinde birçok ilimizde eğitim tesislerini Sağlık Bakanlığımızın kullanımına açmış ve 150 bin civarında personelimizle her türlü desteği vermeye gayret etmiş, bundan sonra da devam edecektir. Öte yandan, salgınla mücadele kapsamında Heybeliada’ya yeniden bir Pandemi Hastanesi inşası planlanması halinde, söz konusu araziyi de Başkanlığımız iade etmeye ve süreçle ilgili gerekli desteği vermeye hazırdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
(BirGün)