DURUŞ (ÖZEL HABER) Salgınla mücadelede bir etkisi olmayan anlamsız yasaklamalarla bir yol izleniyor. Bundan en çok etkilenenlerin başında müzisyenler ve sahne sanatı emekçileri geliyor. Müzisyenlere uygulanan gece 12’den sonra müzik yasağı da anlamsız yasaklardan biri. Zaten hiç bir güvencesi olmayan müzisyenler ve müzik sektörünün emekçileri işsizlik ve açlıkla mücadele ediyorlar. Açlığa ve ölüme terkediliyorlar. Pandemiden dolayı tavan yapan işsizlik krizinden dolayı başka iş yapmak isteseler bile bu da mümkün olmuyor. insanların sigortaları yapılmadığı için hiçbir güvenceleri de yok. İşsizlik maaşı ve kısa çalışma ödeneğinden de mahrum bırakılıyorlar. Ne bugüne ne de geleceğe güvenle bakamıyorlar. Bu sorunları müzisyenler ve tiyatro sanatçıları ile konuştuk

MÜZİKSİZ HAYAT ÖLDÜRÜCÜ BİR SALGINDIR

Murat Mengirkaon  (Müzisyen)

Üç aylık bir turizm molasından sonra, pandemik hallere tekrar döndük. Salgının yaygınlığı uygulanmayan sosyal ve sağlık politikalarıyla epey arttı. Küçük bir azınlık dışında toplumun büyük çoğunluğu bu sürecin etkilerini çok ağır yaşadı – yaşıyor.Özellikle ekonomik olarak büyük bir yıkım yaşandığını hem kendi çevremizden, hem de manipülasyon yapılmış olmasına rağmen resmi rakamlardan görüyoruz. İşsizlik hızlı bir ivmeyle artmaya devam ediyor. Daha önce güç bela yaşamlarını idame ettiren, muhannete muhtaç olmamak için kendi yaşamından fedakarlık yapan insanlar muhtaçlık kapısında boynunu eğiyor. Pandemi süreci devam ediyor. En azından şu gerçeğe aklı selim herkes katılıyor; 2020 – 2021 ‘sezonu’ fiilen kapanmıştır. Uzatmalar, oyalamalar olacaktır fakat bu gerçek değişmeyecektir.

Sese Dönüşemeyen Ezgiler; Müzik Emekçileri

Sizlere Mart 2020 sonrası kademeli olarak uygulanan kısıtlama – kapatma uygulamalarıyla sesleri kısılan, görmezden gelinen müzik emekçilerini ve sorunlarını anlatmak istiyorum. Aslında müzisyenlerin yaşadığı sorunları ‘sahne sanatları’ üst başlığında toplayabiliriz. Tercihen odaklanmayı artırmak için müzisyenler tanımını kullanacağım.

Türkiye’de müziğin, müzik emekçilerinin sorunları hemen hemen cumhuriyet tarihiyle yaşıttır. Ne mesleki tanımları vardır, ne sağlık - sigorta sorunları çözülmüştür. Toplumsal olan her duygu, düşünce, edimde var olan müzik, icracısını toplumsal konumlanmada çoğunlukla güvencesiz, kötürüm, aciz hale getiriyor.

Özellikle 2003 sonrası hizmet ve eğlence sektöründe izlenen ekonomik – siyasal politikalarla zora giren sektörde adeta karın tokluğuna çalışan on binlerce müzisyen büyük bir hayal kırıklığı, bir çıkmazın içinde debeleniyordu. Yanlış anlaşılma olmasın; sorun 2003 sonrası başlamadı, fakat izlenen politikalarla dramatik olarak müzik yapılamaz hale geldi. Enstrümanını yenileyemen, hatta sazının tellerini değiştirme kabiliyetini kaybetmiş müzisyenler.  Aldığı günlük yövmiyeyle geçimini sağlayaman, kendini geliştirme olanaklarını çoğunlukla yitirmiş, ek işler yaparak o çok sevdiği müziğe devam etmeye çalışan müzisyenler…

Böyle bir müzikal iklimin üstüne geldi Covid19 pandemisi. Sosyal güvencesiz bir ortam da ortadan kalktı. Ne işsizlik sigortası, ne kısa çalışma ödeneği; ‘Müzik Sustu!’

Türkiye’de müziğin çeşitli alanlarında faaliyet yürüten birden çok meslek örgütü, etkili sanat kurumları var. Fakat bu kurumları müzisyenlere ilişkin açıklamalar, öneriler dışında pek göremedik. Gerçi uzun zamandır sendikalarımız, meslek örgütlerimiz vd. durum tespit etmekten, iktidara  ne yapması gerektiğini söylemek dışında bir pratik izlemiyor.

Geçen altı aylık süreçte biletli online konserlerden, sözleşmesi daha önceden yapılmış konserlerin iptal edilmeyip ileri bir tarihe ertelenmesine, dijital platformlara aktarılmasına kadar bir dizi öneri paylaşıldı. Öyle işte, konuşuldu. Müzisyenlerin kahir ekseriyeti aynı ekonomik sorunlarla baş etmeye çalıştılar yine yalnız, sahipsiz…

Peki O An’da Dünyada Neler Oluyordu?

Pandemi başladıktan hemen sonra bir çok ülke salgınla mücadele için ayırdıkları bütçeleri açıkladılar. Bu bütçenin içinde hemen hemen bütün sanat dalları gibi müzik emekçileri de vardı. Aşağıda birkaç örnek okuyacaksınız. Bu örneklerden bizim büyük çaresizliğimizi, hal i pür melalimizi görebilirsiniz.

· Fransa; sanat disiplinlerine göre ayrılan resmi kurumlar aracılığıyla müzik sektörü için 11,5 milyon euro, performans sanatları sektörü için 5 milyon euro,

· Güney Afrika;  Spor, Sanat ve Kültür Departmanı, sanatçı ve atletleri desteklemek için 150 milyon rand (yaklaşık 8,2 milyon dolar) tutarında bir fon,

· Hong Kong;  Sanatı Kalkındırma Konseyi, 55 milyon Hong Kong doları (7 milyon dolar) tutarında bir Kültür-Sanat Sektörü Destek Programı,

· İngiltere; Ulusal Sanat Konseyi aracılığıyla desteğe ihtiyacı olan kuruluşlar ve bireyler için açtığı 160 milyon sterlinlik acil müdahale fonu (20 milyon sterlini sanatçılar, yaratıcı sektör ve  bağımsız kültür-sanat çalışanlarına ayrıldı),

· Litvanya Kültür Konseyi, sanatçılar için bireysel bursların yanı sıra, kültür kurumları için 1,2 milyon avroluk bir destek programı,

· Belçika;  serbest çalışanlara ve eşlerine, aile harcamaları dahil aylık 1,614 euroluk yardım,

· İrlanda; salgın yüzünden işini kaybeden serbest çalışanlara ve işsizlere altı ay boyunca İşsizlik Maaşı, COVID-19 tanısı konulan veya kendini karantinaya alan çalışanlara ise haftada 305 avroluk Hastalık Yardımı alma imkânı,

· Meksika; ülkedeki sanatçılara dağıtılmak üzere 32 milyon peso (1,5 milyon dolar),

· Almanya hükümeti kültür-sanat, medya ve yaratıcı sektör çalışanları dahil olmak üzere küçük işletmelere ve serbest çalışanlara destek olmak için 50 milyar avro ayıracağını duyurdu.

Yukarıda bir kısmını aktardığım verileri İKSV’nin Nisan 2020 tarihinde hazırlayıp kamuoyuna sunduğu ‘’ PANDEMİ SIRASINDA KÜLTÜR-SANATIN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ VE ALANIN İHTİYAÇLARI’’ raporundan aktardım.

Yerelde Model Olabilmek

Yukarıda yaptığım alıntıda anılan ülkelerin her birinin farklı özgünlükleri var. Kurumsal yapılarından, toplumsal yapılarına, ekonomik göstergelerinden, paralarının alım gücüne göz önünde bulundurulması gereken bir çok husus var. Dikkat çekmek istediğim nokta bunlar değil. Önemli olan devletlerin, kurumların sanat üreticilerini, müzik emekçilerini yalnız bırakmaması, içinde yaşadıkları toplumun bir parçası olduğunu hissettirmeleridir.

Türkiye’de merkezi yönetimin ekonomi politikalarını biliyoruz. Peki yerelde durum nedir? Orada da durum pek içaçıcı değil maalesef.

İzmir her türden müziğin icra edildiği, binlerce müzisyenin sahnede, sokakta müzik yaparak geçimini sağladığı kocaman bir şehir. Eğer yeni bir şehir düşü kuruyorsak, bu şehrin fonunda müzik her daim olmalı. Düşümüzdeki müzisyen küstürülmüş, şehre aidiyetini yitirerek yalnızlaşmış, hayat mücadelesinde başka yollara yönelmiş biri değil sanırım.

Haksızlık etmeyelim; İzmir Büyükşehir Belediyesi kentte yaşayan yüzlerce müzisyene gıda paketi dağıtımı yaptı. Bunu da not olarak düşelim. Fakat…

Birkaç gün önce İçişleri Bakanlığı cafe, bar, restauran gibi işletmelerle ilgili bir dizi kararlar açıkladı. Bu kararların başında müziğin sesinin kısılması geliyordu. Bu kademeli bir uygulama olacak gibi görünüyor. Müziğin sahnelerde yapılamadığı bir kışa giriyoruz. Müzisyen kışı soğuk mu olacak, yoksa dayanışmayla azıcık da olsa gönüller, duygular ısınacak mı? Göreceğiz.

Şehrin yöneticileri eğer kulaklarını bu sorulara çevirirlerse muhakkak yeni yöntemler, çözüm önerileri bulunacaktır. Çözüme dair düşüncelerimiz var. “Müziksiz bir hayat hatadır” diyor ya bir düşünür. Bu söz, güne, geleceğe ve belki de bütün bir ülkeye bir bakış, yeni bir müzikal yaklaşım olabilir.

RÖPORTAJLAR

1-Pandemi Sürecinde müzisyenler ve tiyatrocular ne tür zorluklarla karşılaştı?

2-Devam eden pandemi süreci, vaka sayılarındaki artış ve havaların soğuması göz önünde bulundurulursa nasıl bir süreç sizi bekliyor?

3-Devletten ve yerel yönetimlerden beklentileriniz nelerdir?

Cevdet Bağca - Müzisyen Pandemi süreci sadece müzik emekçilerini değil milyonlarca emekçiyi mağdur eden bir süreç tabi müzik emekçileri de bu durumdan payını aldı ancak şunu görmek gerekiyor iktidar kendi sanat taifesine gereken jestleri hızla yapıyor seyircisiz konserlerine tonla para aktarıyor ayrıca süreç sanat emekçilerinin örgütsüzlüğünün nasıl önemli bir sorun olduğunu ortaya koydu bu yanıyla öğreticide oluyor bunun yegane çözümü örgütlü kurumsal alternatif ekonomik girişimler yapmaktan geçiyor burada bir çok iş kolunu kastediyorum sadece sanatla ilgili kurumları değil ayrıca sanatçıların sigorta meselesinin sendika meselesinin ne kadar değerli girişimler olduğununda hakkını vermek gerekiyor. Devletin süregelen pratiği muhalif sanatın ve sanatçıların asla desteklenmeyeceğine dair inancımı güçlendiriyor burada çözüm kendisini muhalefet muhalif gören herkesin acilen örgütlenip kurumsallaşma noktasında bir araya gelmesiyle mümkün bu süreç öğretici olmalı sanat politikaları sadece iktidar tarafından belirlendiğinde iktidarın yada iktidarların manüplasyon aracı olur bu politikayı emekçiler belirlemelidir.

Umut Özensoy - Müzisyen Bir müzisyen olarak pandemi sürecinde, kira, faturalar gibi ödemeleri yapmakta epey zorlandım. Alışveriş yaparken çok büyük oranda kısıtlamalar yapmak zorunda kaldım. Kendimi tamamen yalnız hissettim, sanki; kalabalık birden dağıldı ve kimse bizi hatırlamayacaktı, öylece kaldık. Bu durumun mental anlamda da yükünün ağır olduğunu düşünüyorum İnsanlar gitgide ve haklı olarak daha tedirgin hale geliyor. Müzik dinlemek, bir sahne performansına dahil olmak onlar için daha arka planda etkinlikler olmaya başladı. İnsanlar kapalı alanlardan tedirginler ve haklılar. Bütün bunların haricinde yaklaşan kış beraberinde gelen grip gibi rahatsızlıklar bu tedirginliği daha da artıracak. Zaten hali hazırda yoğun talep olmayan sahne sanatları, daha da yalnızlaşacak, sonrasında bir yasağa gerek kalmadan kendiliğinden bir müddet ortadan kalkacak. Bu süreçte tamamen işsiz kalacağız. Neyi nasıl yapacağımız konusunda en ufak bir fikrim yok. Çünkü aslında yok gibiyiz ve en büyük tedirginliğim bu. Devletten bu süreçte isteğim şunlar olabilir; sanatçıyı görmesini, en azından elzem olan ihtiyaçlarını karşılamasını (kira, faturalar vs), hali hazırda olan kurumsal ödemelerini ertelemesini, yaşamını sağlayacak erzağı almasını sağlamasını, bir miktar nakit yardımı yapmasını, kendi güvencesi altına almasını,ve sanatçının eylemlerini bu süreçte belirli tedbirler çerçevesinde canlı yayın ve benzeri etkinliklerle sürdürümesini sağlamasını isterim.
 

Cem Karataş - Müzisyen En büyük sıkıntı maddi kayıptan dolayı temel ihtiyaçlarımızı karşılayamamış olmamız. Ben bu süreci ailemin yanında yaşayarak atlatmaya çalışıyorum ki oldukça zor bir süreç, özellikle psikolojik olarak. Ülke de her ne olursa ilk önce müzik sustuğu için açıkçası müzikli mekanlara kısıtlamaların geleceğini düşünüyorum.Hayatı durduruyorlar fakat insanın temel ihtiyaçları devam ediyor. Örneğin barınma, karnını doyurma , faturalar vb. Zorunlu ihtiyaçlar devam ediyor. Benim evde kalabilmem için temel ihtiyaçlarımı karşılayabiliyor olmam lazım ki konulan yasaklara uyabileyim. Ama herkesin olduğu gibi benimde önceliğim o devam eden hayatımı sürdürebilmek. O yüzden devlet yada yerel yönetimlerden minimum da olsa hayatımı devam ettirebileceğim maddi bir destek yada bizimde çalışabileceğimiz iş alanları bekliyorum.

Volkan Aslan - Müzisyen Ben hem piyasada muzsiyenlik, hem de devlet tiyatrosunda sozleşmeli muzisyenlik yapan biriydim. İki tarafta da işlerim iptal oldu. Ne devlet tarafindan, ne de tiyatro yonetiminden ne maddi, ne de manevi destek almadım. Bunun zorluklarini herkes az çok tahmin edebilir sanırım. Hükümet tarafindan alınan mekanlarin kapatilmasi ve konserlerin iptali kararının aslında doğru buluyorum ve destekliyorum. Ama bu işlerden hayatını geçindiren insanların mağduriyetlerinin de yine devlet tarafından giderilmesini bekliyorum... Ki bu imkânsız bence!
 

Ufuk Yunak - Müzisyen Standart hayatımızı devam ettirebileceğimiz, lüks bile olmayan bütün imkanlarımı, maddi alım gücümü kaybettim bu süreçte. Doğal olarak manevi olarak da ciddi bir çöküş yaşadım. Maalesef çok iyimser bir tablo yok karşımızda ülkede yaşanılan tüm olumsuzluklarda kapatılan ilk sektör biziz, ki gece 00:00 kısıtlaması bir alıştırma nabız ölçme süreci gibi geliyor bana. Mantık çerçevesinde hiçbir beklentim yok . Onların da birşey yapacağı yok, parti ayırmaksızın.

Özgür Özdemir - Müzisyen İşsiz kaldık, üstelik bu işsizligimiz de kimsenin umurunda olmadi. Kimseden kastım, kurum-kuruluş, stö, devlet, halk. Kimse... Kış aylarında bu durum katlanarak artacak, bununla birlikte pek çok sektör çökecek, kriz derinleşecek. Gölge etmesinler başka ihsan istemez. Bkz: canli müzik saatlerinin kısıtlanması, yaptırımlar-cezalar, sokak müziği ya da gösterisi yapanlara engel olmak/zorluk çıkarmak despotluğu

Veysel Baki - Müzisyen 20 yıl içinde ülkenin çeşitli yerlerinde deprem oldu Can kayıbı oldu şehit oldu ama berber saçını kesti baklavacısı tatlısını açtı, ama biz ekmeğimizden ödün verdik, çalamadık. O gün sadece manevi üzüntü dışında para kazanmayarak da ödün verdik temel sorun belki ülkedeki yapılan müziği bir eğlence sektöründen ibaret görmektir. Müziğin temel bir ihtiyaç olduğunu algılamayan koltukçuların yarattığı bir bakış açısı. Verdiğiniz ödünler hepsi kısa süreli idi ama Covid19 dönemi müzisyenlerin de evrimsel bir süreci oldu. Öyle ki herkes işinden soğudu, imkanı olan farklı sektörlere geçti. İmkanı olmayan ise açlığa terk edildi.Ve her şeye çok büyük zamlar geldi. İkinci darbeyi de buradan aldık. İki çocuk babası olarak Mart ayından beri ekonomik sıkıntıları evlatlarıma yansıtmadan, çevreme yansıtmadan süreci kredi kartlarını kes yapıştır yaparak, para çevirmeye çalışan bir insan olarak, artık müzisyen olmaktan utanmaya başladım. Çünkü bu ülkede hiçbir zaman yerimiz yokmuş. Bizi sadece çalgıcı olarak gören bu anlayışa sesleniyorum Eğer bizi görmezden geliyorsanız, radyonuzu kapatın, müzik dinlemeyin koltuk sevdalıları...

Hakan Görkem Bıyık - Müzisyen Maddi zorluklar, psikolojik zorluklar yaşandı, yaşanıyor..Kış ile birlikte daha vahim tablolar yaşanacak. Mevsim rahatsızlıkları ile birleşip daha yıkıcı sorunlara sebep olacak. Üstüne kış aylarında ekonomik durumum vehameti de ortaya çıkacak
Devletten hiç bir beklentim yok, yerel yönetimler de hemen aynı. Kendi başımızın çaresine bakacağız

Hakan Gökçe - Müzisyen Pandemi sürecinde yevmiye ile çalışan bir çok müzisyen kapalı olan mekanlardan dolayı aylardır yevmiye alamadı ve hala alamıyor. Maaşı olmayan, başka bir yan geliri olmayan müzisyenlerin çoğu elden, bankadan, kredilerle borçlandılar. Çoğu günlük yaşam giderlerini bile karşılayamadı. Sosyal yardımlardan sivil toplum örgütleri yardımlarından yararlananlar akşam bir tabak yemek yiyebildi, diğerleri maalesef aç uyudular günlerce. Kapalı durumda olan ve vaka sayılarının artması ile daha fazla süre kapalı olacak olan mekanlarda çalışan müzisyenler için önümüzdeki günler daha vahim bir durum olacağını öngörüyorum.Devletten ve yerel yönetimlerden pandemi dönemi devam ettiği sürece, müzisyenler için sosyal, kültürel etkinliklerde ücretli görev vermelerini bekliyorum.

Ali Derman - Müzisyen Pandemi süreci müzisyenler yani bizim gibi müzikten evine aş götüren müzik emekçileri için çok zorlu bir süreç oldu. Hele ki evli ve çocuklu, bir de kira ödüyorsanız vay halinize. Tabi ki bu süreçte devletten veya yerel yönetimlerden destek beklemek çok iyimser bir yaklaşım olur. Çevremde sohbet ettiğim diğer müzisyen arkadaşlarım da aile olgusuna vurgu yaptılar. Yani açlık sınırında sürdürülen mikro dayanışma. Her türlü karantinanın, hastalığın yayılmasını engeleyen, olumlu bir etkisi olacağını düşünüyorum. Fakat fabrika bacaları tütüyorken sadece kısmi yasakların hastalığı bitireceğine inanmıyorum.Devletten ve yerel yöneticilerden gerçekçi çözümler bekliyorum.

Erdem Sudabay  Müzisyen Besteci ve Aranjör Yaklaşık 8 aydır, bütün müzik ve sanat camiası olarak çok zorlandık, aylardır bitmek tükenmek bilmeyen iptal edilen konserler sahneler, bu sektörden geçinen ve geçinmeye çalışan onbinlerce insan evine ekmek götüren binlerce emektar, evinin kirasını aylarca ödeyemeyen arkadaşlarımız malesef hayatına son verdi, faturasını bile ödeyemeyen insanlar bunalım geçirmeye başladı, artık kimsenin dayanacak gücü kalmamış durumda, somut bişeyler yapılmalı acil olarak.
Yaz sezonu zaten çok kötü geçti, yeterince dolmayan kapanan mekanlar ve o mekanlarda çalışan işsiz kalan binlerce insan, kış sezonunun da malesef pek parlak geçeceği söylenemez, bu pandemi süreci ne kadar sürecek ne zaman bitecek biz müzisyenlerin aklında koskoca bir soru işareti hala.
Bu arada biz müzisyenlerden oluşan 'oltadayanışma' adı altında bir topluluk oluşurduk. Albümler yapıp bunu dijital mecralara taşıdık, hepimiz taşın altına koyduk ellerimizi. Amacımız bu pandemi sürecinde sıkıntı yaşayan meslektaşlarımıza toplanan gelirlerle az da olsa destek olabilmek, tüm müzisyen ve sanatçı dostlarımızı 'oltadayanışma' çatısı altında toplanmaya ve destek olmaya çağırıyoruz, biliyoruz ki biz müzisyenler olarak elele verirsek bu zor süreci atlatabiliriz.Bu konuyu ilk olarak yerel yönetimler ve belediyeler çok acil olarak ele almalı ve devlet de yerel yönetimleri desteklemeli.Televizyonlardan takip edebildiğimiz kadarıyla devlet kendi uygun gördüğü 'bazı' sanatçıları destekleyip konserler verdiriyor.Meslek birlikleri de bu zor süreçte hiçbir müzisyene malesef beklenen desteği sağlayamıyor.Pandemi sürecinde zaten maddi manevi hiçbir destek alamayan müzisyenler ve sanat camiasına yerel yönetimler ve devletimiz bir an önce pandemi kurallarına uygun olarak konser ve çeşitli etkinliklere izin vererek bizlere destek olmalı diye düşünüyorum. Sanat bir eğlence sektörü degildir, böyle de algılanmamalıdır. Bu bir meslektir, nasıl bir mühendis, nasıl bir memur, nasıl ki bir doktor işini seçip çalışıyorsa, bizler de seçimimizi sanat ve müzikten yana yapmış olan insanlarız ve para kazanmaya çalışıp evimize ekmek götürmek zorundayız. Direnmeye, birbirimize destek olmaya çalıyoruz ama nereye kadar kendi yagimizda kavruluruz? O da işin başka bir boyutu tabi.
 

Savaş Ateşoğlu Müzisyen  Pandemi süreci herkes ve her camia gibi müzisyenlerin de daha önce deneyimlemediği bir süreçti.İlk vakitlerde bu sürecin aslında müzisyenlere yaklaşan bir meteor olduğunu hemen hemen hiç kimse anlamadı ve hatta iş romantizme evrildi. Evlere kapanıp bu duygusal iklimde yeni şarkılar yeni yeni çalışmalar boy verdi.Taki iş uzadıkça mekanlar kapanıp konserler etkinlikler iptal olmaya başladığında her şey gün gibi ortaya çıktı.Sürecin uzuyor olması da pandemi sürecinin yine ön görülemeyen bir tarafıydı.Şimdi burdan baktığımızda önümüzün çok aydınlık olmadığını söyleyebilirim. Pandemi süreci hem müzisyenlerin hem sahne emekçilerinin elini kolunu bağladı, iş yapamaz hale geldi. Zaten çok az kazandıkları paraları alamaz oldular. Aile ihtiyaçlarını karşılamada zorluk yaşadılar. Ve yaşamaya devam ediyorlar.Çocuklarının okul ihtiyaçlarından yaşamsal ihtiyaçlara kadar bir girdaba girdiler.Konu ile ilgili devlet yetkilileri zaten uzak durduğu bu camiadaki insanlara yardımcı olmayı hiç düşünmedi.Bu sürdürülebilir bir durum olmaktan çıktı.Ve insanlar evine ekmek götürebilmek için başka işlere girdiler. 2021 yılının da pek farklı olmayacağı çok belli.Yaşayıp göreceğiz. Bir önceki Pandemi süreci Mart ayı gibi başladı ve akabinde bahar yaz dönemi derken gevşedik..İkinci süreç daha erken başladığı için ve kış aylarını da içine alacağından kasvetli zamanlar müzisyen camiasını şimdide sardı sarmaladı.Ama boş kalmak istemeyen bu zinciri kırmak isteyen müzisyenler OLTA dayanışması adı altında buluştu..Bu örneklerin çoğalmasını ümit ediyorum.Devlet müzik camiasına seyircisiz de olsa televizyonlarda, internet ortamında canlı yada banttan konser organizasyonları yapmalı. Bütçeden belli dönemlerde zorda kalan ailelere yardımda bulunmalı.Ve devlet sanatçılar arasında ayrım yapmamalı.. Devlet olmak bunu gerektirir.
 

Onur TURAN Ben Pandemi sürecinde yurtdışına müzik işleri yaptığım için bir şekilde bu süreci atlattım. Fakat çevremde bir çok müzisyen arkadaşım müziği bırakmak zorunda kaldı. Hatta tekel bayii bile açan oldu.

Avni Sağlam -Müzisyen Eğlence sektörü kültür sanatın bir parçasıdır, Net olmamakla beraber 5 milyonun üzerinde bu alanda çalışan aktivist’le beraber diğer hizmet sunan insan var. Bu insanlar pandemi başladığı an itibariyle tamamen devlet desteğinden mahrum bırakılan kesim. Bizler bu alandaki aktivistlerin dışında diğer çalışanlarla’da (Garsonu, Komisi, Salon görevlisi, Gişecisi, Kameramanı,)  Kısaca bütün çalışanlarıyla buluşup çözümler üretmemiz gerekiyor. Evet bu süreçte özellikle sanatın bazı dallarındaki emekçiler tamamen Vatandaş değilmiş gibi bir durumla karşılaştılar Ben bugünkü ülke yönetiminin, benim gibilerin taleplerine cevap verebilecek ahlaktan yoksun olduğunu düşünüyorum. Vatandaş olarak haklarımız var! Bunlar örgütlü bir baskı kurulmadığı sürece elde edilecek gibi değil.Tek çözüm; sanatçıların örgütlenmesidir.

Ercan Aydın -Müzisyen  Pandemi sureci dünyanın her yerinde sert rüzgarlar estirirken bizde maalesef kasırgaya dönüştü. Tabiiki bunda en büyük pay bu ülkeyi yönettiğini zanneden güruhundur.Dunyanin her yerinde bu surecte halklara emekçilere ve de sanatçılara bütçeler ayrılıp alternatifler masaya konurken maalesef bizim ülkemiz 5 maskeyi bile dağıtamayıp sınıfta kalmıştır.Bunu bile başaramayan bir yönetime şimdi kalkıp sanatcilarin müzik emekçilerinin ne kadar büyük kayıpları olduğunu anlatmak suya yazılan yazı misali olacaktır. Zaten dinlemeyecekler dinleseler de kulak ardı edeceklerdir. Bizim anlatmaya çalıştığımız bütün demokratik meseleler gibi... Ama biz de boş durmayacağız elbette .Daha ayağı yere basan eylemlilikler düşünmeli ve ortaya koymaliyiz. Sokak konserleri müzikli danslı basın açıklamaları gibi...Çoğaltılabilir. Hoş onu da pandemiyi bahane edip dağıtırlar vesselam. Ama bizim her şekilde geçinemediğimizi açlık ve sefaletle yüz yüze olduğumuzu ve acilen çözüm bulunması gerektiğini anlatmamız gerekiyor.İnsana değer verilmeyen bir ülkede sanat icin olanak ya da bütçe istemek ne kadar gerçekçi olacaktır? Bu toplumun ya da emekten dem vuran insanlarin da problemidir aslında.Gercek olan şu ki bu bizim hakkımiz olandır ve söke söke alacağımızdır. Süslü laflarla karinlarimiz doymuyor, faturalar ödenmiyor. Acil ve kalıcı çözümler bekliyoruz.

Yalçın Dönmez  -Müzisyen Pandemi sürecinde alınan ilk önlemleri   şöyle bir anımsamak gerekirse  hatırlayacağınız gibi ilk pakette maalesef bizim sektörümüz etkilendi ve ilk önce müziğin sesi kısıldı. Yaklaşık 5 milyon sanat emekçisinin  tek gelir yolu kapanmış oldu ve diğer sektörlerde uygulanan destek paketleri biz sanatçı/müzisyenlere uygulanmadığı gibi sesimize kulak veren de olmadı. Bizler bu süreçte evlerimizden yaptığımız “evde kal” online konserlerle bir şekilde kendimize ve topluma manevi destek olmaya çalıştık. Bizler bu sektörde mağdur olan  sadece 5 milyon sanat emekçisi değiliz , bizimle birlikte milyonlarca garson, işletmeci , buralara ürün tedarik eden kasaptan,manavdan ,onlarında tedarikçisi olan tarım emekçilerine kadar koskoca bir topluluğuz.  Bu duruma sadece “sanatın susması” olarak bakılmaması gerekiyor. “Sanat durursa hayat durur” .

Serhad Raşa -Müzisyen Pandemi küresel bir felaket elbette tüm dünyada olumsuz bir çok yansıması oldu. Bir çok insan işinden oldu, bir çok esnaf iş yerini kapatmak zorunda kaldı hatta süreçle beraber bazı insanlar hiç açamadı işyerini. Kamu çalışanları başta sağlık emekçileri olmak üzere bu süreçten olumsuz anlamda etkilendi çalışma koşulları nedeniyle intihar eden sağlık çalışanı haberleri okuduk bu süreçte. Bütün bu olumsuzluklardan etkilenen bir diğer sektör ise müzik emekçileri müzisyenler ve hatta cafe vs yerleri de eklersek bu sektörde çalışan garson,komi vs. Bir şekilde insanlar yine işyerlerini açtılar yine bir şekilde belki öğretmen,sağlık vs çalışma koşulları zor ve ağır olsa da işlerine devam edebilirler ama müzik sektöründe çalışan az önce bahsettiğim bu işin emekçileri için süreç bıçak kesiği gibi bitti. Çünkü bütün çalışma koşulları ortadan kalktı. Bir çok müzisyen arkadaşımız ve sektörün diğer çalışanları başka bir iş bulmak için arayışa girdi, bazı arkadaşlarımız memleketine dönüp başka bir işle uğraşmaya başladı.Bu konu ile ilgili hem devletin ilgili kurumları hem de yerel yönetimler acil çözüm üretmelidirler.

Pınar Aydınlar-Müzisyen  Müzisyenlerin yaşam koşulları yaşamlarını  idame ettikleri alanlar tamamen kapatılarak açlığa mahkum etmek istimiyorlar haliyle bunun karşısında bir tavır belirlemek gerekiyor her ne kadar bu alanları yozlaşmanın bir parçası olarak görsekte insanların yaşamlarını geçim kaynaklarını yarattığı yerler buralar müzisyenlerin giderleri karşılansın o zaman ayrıca iktidar kendi toplantılarını kongrelerine yaparken Pandemi sorun olmuyor ama sanat müzik kültürel tüm alanlarda yasaklanıyor tam bir gerici devlet politikasıdır bu.:Sadece müzisyenler değil o mekanda çalışan tüm emekçiler zora düşüyor

Ayla Yılmaz Müzisyen Sahne ve konserlerimi yurtiçi ve yurtdışında yapan bir müzisyenim. Mart ayından itibaren pandemi dolayısıyla konserlerimizin çoğu iptal olmuştu. Hala çıkamıyoum. Pandemi sürecinde en çok etkilenen müzisyenler oldu. Eğlence sektöründe çalışan emekçiler oldu.Müzisyenlerin örgütlü olduğu MÜYOR BİR ve MESAM dışında pek bi kurum yok. Kaldı ki oraya üye olmayan binlerce müzik emekçisi zor durumda. Bunun için devletten mutlaka bir fon ayrılması gerekiyor.

Ayşegül Kuru - Zoka Müzik Grubu Solisti Pandemi öncesi son konserimizi 14 Mart'ta verip ardindan iki buçuk ay kadar suren bir işsizlikle başbaşa kaldik. Geçimini sadece müzikten karsilayan pek çok arkadasimiz gibi bilinmez bir karanlik icinde yasamimizi surdurmeye çalistik. Yaşamımda ilk kez aile ve arkadaşlarımdan destek kabul etmek zorunda kaldım. Kira ve fatura desteği alamadigimiz için ancak kisisel dayanışmalarla süreci atlatmaya çalıştık. Ancak tabii ki tum müzisyen arkadaslarimiz çok zor dönemler yaşadı. Birçok kisi evini terkederek ailesinin yanina taşındı. Önümüzdeki günler icin daha da karanlik günler bekliyor..Mekanlarin tamamen kapatilmasi gündeme gelebilir, sahne günlerimiz oldukça azaldı ve maalesef işlerimizin düzelecegini düşünmüyorum zaten sgk destegi almadan calisiyoruz..Bu süreçte işini kaybedenlere verilen tüm destekler muzisyenlere de verilmeliydi..Yerel yonetimlerin de nakdi yardim yapmasi gerekirdi diye düşünüyorum