İzmir
Metal işçilerinin direnişi, İzmir’de giderek yayılırken, patron ve Türk Metal de işçiler üzerindeki baskısını artırıyor. Türk Metal temsilcilerinin mahallelerine, evlerine gelerek baskı yaptığı işçiler ise tüm baskılara karşın kendi deyimleriyle 'Yıllardır sırtlarında kene gibi taşıdıkları milyonlarca lira içinde yüzen ve işçiye tamamen sırtını dönmüş sendikacılarla' mücadelede kararlı olduklarını söylüyor.
Yıllardır en ufak eleştiri yapan işçilerin Türk Metal ve patron iş birliği ile işten attırıldığını anlatan işçiler, böyle işten atılanların hukuki mücadelesinin takibinin de yapılmadığına dikkat çekti. Bunun İzmir’de en yakın örneğininin Sider, HABAŞ, Ege Çelik gibi fabrikalarda görüldüğüne dikkat çeken işçiler, şimdi birlikte hareket ederek bu sendikal anlayışı bitirmek istiyor. Türk Metal ise işçilerin bu mücadelesini engellemek için “terör” gibi ifadelerle işçileri suçluyor, telefon açıp baskı kuruyor, patronla anlaşıp işten atmakla tehdit ediyor.
MAHALLEDE DOLAŞIYORLAR
İşçiler için ise bu mücadeleden geri dönmek, şimdiye kadar yaşadıkları hayatı kabul etmek anlamına geliyor. Düşük ücret, ağır çalışma koşulları ve artan baskılar nedeniyle psikolojisi bozulan, aile yaşamı etkilenen, korku ve endişe yaşayan çok sayıda arkadaşlarının olduğunu aktarıyor işçiler. Bir işçi şunları söyledi: “Bizim anayasal hakkımız olarak gördüğümüz şeyi, onlar pasta olarak görüyor. Devasa trilyonluk bir pasta. Ailelerimiz korunmasız, biliyorlar ve en zayıf yerden saldırıyorlar. Evlerimize, mahallemize gelip mafya gibi dolaşıyorlar. Eşi çocuğu anası babası korkan bu yüzden ‘İşini de sendikasını da boş ver’ diyen ailelerimiz var.” Dünyanın her hangi bir yerinde, yaptıkları basit tercih olarak görülürken, Türkiye’de mafya işine dönüştüğünü kaydeden işçi, “Herkesin buna niye sessiz kaldığını anlamıyorum” dedi.
İŞÇİLERİN HAYATI TEHLİKEYE ATILIYOR
İşçi, “Bütün işçilere endişe korku yayarak tedirgin ediyorlar. Psikolojisini bozuyorlar. Buralar basit fabrikalar değil. 36 bin volt elektrik yüzlerce ton erimiş demir, tonlarca ağırlıkta vinçler ve mekanizmanın olduğu devasa işletmeler. İnsanların can güvenliğini hiçe sayıyorlar. İş güvenliğini hiçe sayıyorlar” diyerek Türk Metal yöneticilerinin yaptığı baskının işçilerin hayatını tehlikeye attığını belirtti.
Ege Çelik’teki işçiler de şunları anlattı: “Şu gün açıklama yapacağız dedik. Aynı gün arabalara dolup Aliağa’da pek çok arkadaşın evlerine giderek korkutmuşlar. Fabrikada açıklama yapmadık, ama e-devlet şifrelerimizi alıyoruz. Bizler ağır sanayide çalıştığımızın farkındayız. Onları sorumluluğa davet ediyoruz.”
Diğer bir fabrika İDÇ’de işçiler, Türk Metal temsilcisinin “Ne olacak bu durum” diye sorulduğunda, “Ne olacak 100-150 kişinin hesabı görülecek, işten atılacak gerisi de kuzu kuzu çalışmaya devam edecek” yanıtını verdiğini hatırlattı. Bu yanıtın işçileri öfkelendirdiğini dile getiren işçi, “Bu laf fabrikada yayıldı ve çok fazla kişi tepki vererek istifa kararı aldı. Şimdi bir kaç gün içinde toplanılacak” dedi.
BİRLİK OLUNCA ENDİŞE AZALIYOR
HABAŞ’ta işçilerin kendine güveni daha fazla ve daha dikkatli. Kurdukları birlikle her kafadan bir ses çıkmasını ve endişe yayılmasını önleyebiliyorlar. İşçilerden birisi, “Çok dikkatli olmamız gereken işyerinde iş konusunda azami özeni gösteriyoruz. Bizi rahat bırakırlarsa baskı yapmazlarsa işimiz daha kolay olacak. Fabrikaya şube başkanı geldi. Sorunlarımızı aktardık senelerdir çözemediğini söyledik. Kendilerine dair bir umudumuz olmadığını belirttik. İstifa kararı aldığımızı bunun bizim anayasal hakkımız olduğunu söyledik. Ama bu kadar basit olmuyor rahat bırakmıyorlar” diye konuştu. İşçiler, üzerlerinde kurulan baskının suç sayılabilecek kadar abartılı olduğunu ifade ettiler.
SENDİKAL İLKELERİ NEDEN SAVUNMUYORLAR!
TÜRK-İŞ Ege Bölge Temsilcisinin sessiz kalmak bir yana, CMS’de istifa edileceği gün fabrikaya gelmesi, baskı unsuru taşıdığını bilmesine rağmen başlarında durarak müdahale etmesi işçilerin rahatsızlıklarını dile getirdiği bir başka konu. İşçilerin bir kısmı şunu soruyor: “Diğerleri bizi desteklediğini söylüyorlar. Peki ‘Şöyle bir sendika olsun’ dediğimiz bir açıklama var neden ‘Bunu biz de savunuyoruz’ demiyorlar? Soma için ne kadar üzüldüklerini anlatmaları gibi bir durum. Soma’da da o facianın sebeplerinden birisi bu sendikal anlayış değil miydi?” İşçiler sendikacılar bir yana, kendilerini desteklediklerini söyleyen hatta açıklama yapan işçilere ve dürüst sendikacılara, sendikal ilkeleri kendi sendikalarında da hayata geçirmek için mücadele etmesinin gerçek destek olacağını belirtiyor.
Evrensel