Aliağa Emek ve Demokrasi Platformundan zamlara karşı basın açıklaması

Aliağa’da gerçekleşen açıklamaya Aliağa Demokrasi Platformu üyeleri katıldı. Açıklamanın tam metni şöyle:

Deniz Korcan
Deniz Korcan
12 Kasım 2021 Cuma 13:57
Aliağa Emek ve Demokrasi Platformundan zamlara karşı basın açıklaması

Asgari ücret tartışmalarının yoğunlaştığı şu günlerde art arda gelen zamlara direnecek gücü kalmayan işçilerin, emekçilerin talebi insanca yaşanacak bir ücret belirlenmesi iken AKP Grup Başkanvekili önceki gün basına verdiği demeçte, "Asgari ücret düzenlemesi vatandaşımızın yüzünü güldürecek” diyerek umut tacirliği yapıyor.

Salgının etkilerini sıfırlayacaklarını dile getiren iktidar yetkilileri, halkın salgın süresince milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri olduğumuzu unuttuğunu düşünüyor. Yoksullaşan halkın evine ekmek götürememesini "çok abartılı" bulan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Bugün evine ekmek götüremeyen diye bir şey Türkiye'de var mı?" diyerek ekonomik tercihlerinin ve rotasının halktan yana olmadığını bir kez daha gösteriyor. 

Son günlerde doğalgaza akaryakıta ve temel tüketim ürünlerine zam üstüne zam geliyor.

Çarşıya pazara uğrayamaz olduk, gitsek bile bir hafta önce aldığımız ürünü diğer haftaya aynı fiyata almak neredeyse imkansız, ücretlerimiz artan enflasyona ezilmiş durumda, dolarla maaş almıyoruz fakat maaşımız dışındaki herşey dolarla birlikte yükseliyor. Çocuklarımızın okul masrafı nerede ise ikinci bir mutfak

düzeyine geldi, Bu kış daha şimdiden belli etti ki biz işçiler ve emekçiler için kara kış olacak. Çok çalışıyoruz çok üretiyoruz

ama aldığımız ücretle geçinemiyoruz.

Ekonomi şahlanıyor diyorlar ama işsizlik, pahalılık şahlanıyor, faturalar, borçlar, zamlar şahlanıyor. Mızrak çuvala sığmıyor. Televizyonlarda, gazetelerde anlatılan pembe masallar artık kimseyi uyutamıyor: Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz. İşsizliğin arttığını artık hemen her evde olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz.

İşçilerin patronundan daha yüksek oranda vergi ödediği bir ülkede, vergileri bir gecede bir kararname ile sıfırlanan ayrıcalıklı şirketlerin, yurtdışına kaçırdıkları servetlerini biz görüyoruz ama örneğin savcılar görmüyor, devlet görmüyor. 

İŞKUR ve SGK kaynaklarından patronlara yapılan kıyaklar ortada iken, halkın geçimi için en ufak bir sosyal politika önlemi gündeme gelmiyor.

İşsizlik rekor kırarken, işçilere ait olan İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının çoğunun büyük bölümü patronlara aktarılırken, bir avuç ayrıcalıklının 3’er 4’er maaş aldığı, işe gitmeden maaş bağlandığı bir ülke haline geldik.

Türk-İş'in araştırmasına göre, Eylül ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 3 bin 49, yoksulluk sınırı 9 bin 931 lira oldu. Açlık sınırı dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı olarak ifade ediliyor. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise yoksulluk sınırını ifade ediyor.

Tablo böyleyken Aliağa'da yaşayan binlerce işçi ve emekçi olarak  "zamlara, vergide adaletsizliğe ve hayat pahalılığına dayanacak gücümüz kalmadı" diyoruz. Halkın için bulunduğu sefaletle dalga geçercesine, ‘öğün küçültmeye’ çağıranlara iki çift lafımız var.

Sermayenin çıkarlarını gözetmede hiçbir zaaf göstermediniz, ama emekçilerin artık dayanacak gücü kalmadı. Halk için bütçe istiyoruz. Halkın sağlığı ve refahını, gençlerin eğitimi ve geleceğini önceleyen bir ekonomik program bir an evvel hayata geçirilmelidir. Bunun için öncelikle;

*Asgari ücret, 4 kişilik bir ailenin insanca yaşayarak bütün ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını giderecek bir seviyeye çekilmeli ve vergiden muaf tutulmalıdır.

*Zamlar yasaklanmalı, üretici çiftçiler desteklenmeli gıdada ithalata sınırlama getirilmelidir.

*Doğalgaza, elektriğe, suya ve akaryakıta gelen zamlar iptal edilmeli ve ÖTV kaldırılmalıdır.

*Vergiler dolaylı vergiler yoluyla değil, doğrudan gelir beyanı üzerinden tahsil edilerek az kazanandan az çok kazanandan çok, milyarderlerden de servet vergisi alınmalıdır.

*Çalışanlardan kesilen artan oranlı gelir vergisi uygulamasına son verilmeli, gelir vergisi yüzde 10’da sabitlenmelidir.

*İşsizlik sigortası fonu, sermayeye kaynak olarak aktarılmamalı, işsiz kalanlar iş buluncaya kadar, fondan asgari ücret kadar işsizlik maaşı almalıdır.

*Emekli maaşları, en az asgari ücret kadar olmalı, aylık bağlama oranları 2008 öncesi seviyeye çekilmelidir.

*Üniversite öğrencilerinin, barınma sorunu ortadan kaldırılmalı, bütün öğrencileri karşılıksız burs verilmelidir. Üniversitelerin özerkliği tanınmalı, rektörler ve dekanlar öğrencilerin ve çalışanların da iştirak ettiği seçimlerle belirlenmelidir.

*Toplu sözleşme ve grev hakkı, sınırsız bir şekilde uygulanabilmeli, memurlar da dahil bütün çalışanlar toplu sözleşmeli ve grevli bir çalışma hayatına kavuşmalıdır. Örgütlenmeyi engelleyen işverenlere ağır yaptırımlar getirilmelidir.

Tek adam rejimi, ‘kapıcıların bile arabası var’, söylemiyle, açlığı yoksulluğu ülke ekonomisini getirdikleri yeri görmezden geliyor. Ama artık kral çıplak, kimsenin sizden bir beklentisi kalmadı. İşçi ve emekçiler olarak bizlerin bu iktidardan bir beklentisi kalmadığı gibi, 2023’te yapılacağı söylenen bir seçimi bekleyecek de gücümüz kalmadı.

Yukarıda temel başlıklarını sıraladığımız asgari taleplerimiz uğruna, bütün Aliağa’lıları, Aliağa’da örgütlü sendikaları, işçileri, memurları, emeklileri, çitfçileri, esnafları ve gençleri kendi taleplerimiz için birleşmeye ve mücadeleye çağırıyoruz. Gelecek bizlerin ellerindedir.

YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ

YAŞASIN İŞ EKMEK ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ

BİRLİK MÜCADELE ZAFER

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.