CHP'nin yeni Parti Sözcüsü Bülent Tezcan açıklamalarda bulundu.
Tezcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Danıştay'dan ayrıldığı sırada hakimlerin salona hapseldildiğini söyledi. Tezcan 63 gündür açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça hakkında ise ''Protestosunu açlık grevi ile yürütenlere hükümet ciddi ve vahşet derecesinde diye ifade edebileceğimiz bir ilgisizlik içerisindedir. Aileler hükümet yetkililerinin kendileri ile konuşmasını istiyorlar ama bugüne kadar canını ortaya koyan evlatlarının derdini hükümet yetkilisine yüz yüze anlatmak için talep ettikleri randevuyu alamıyorlar. Öldükleri zaman mı hatırlayacaksınız. Genel başkanımız Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım'a iletmiştir. Biz de bir kere daha hükümeti bu noktada sorumlu davranmaya davet ediyoruz'' dedi.
Tezcan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Bugün Danıştay'ın kuruluş yıldönümünün kutlamaları vardı. Çok ilginç bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Danıştay Başkanı'nın yaptığı konuşma yüksek yargının hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından çok çarpıcıdır. 149 yıllık bir geçmişi olan Danıştay'ın başkanı bugün ne yazık ki bu anayasa değişikliğini değerlendirirken kuvvetler ayrılığının anayasa değişikliğinde ifade edildiğini söyleyebilecek duruma gelmiştir. Bunu söyleyebilmek için hukukçu olmak değil ama bugün Danıştay Başkanı olmak gerekir.
OHAL KHK'ları bir hukuk devleti olmanın gereği gibi yutturmaya çalışan yüksek yargı anlayışı bir tarafta devam ederken, işlerinden ihraç edilip haklarını arama imkanı bulamayan kamu görevlilerinin her türlü demokratik yolu deneyerek haklarını arama mücadelesi sürdürdüklerini biliyoruz. Açlık grevinde 2 kamu görevlisi, Nuriye Gülmen ile Semih Özakça Ankara'da kritik eşiğe doğru hızla sürükleniyor. Protestosunu açlık grevi ile yürütenlere hükümet ciddi ve vahşet derecesinde diye ifade edebileceğimiz bir ilgisizlik içerisindedir. Aileler hükümet yetkililerinin kendileri ile konuşmasını istiyorlar ama bugüne kadar canını ortaya koyan evlatlarının derdini hükümet yetkilisine yüz yüze anlatmak için talep ettikleri randevuyu alamıyorlar. Öldükleri zaman mı hatırlayacaksınız. Genel başkanımız Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım'a iletmiştir. Biz de bir kere daha hükümeti bu noktada sorumlu davranmaya davet ediyoruz.
Türkiye 15 yıllık AK Parti iktidarı döneminde dış politikası iflas etmiş bir noktaya sürüklenmiş. Devletin dış işleri birikimini yok eden anlayış, Türkiye'yi tüm uluslararası ilişkilerde çaresiz, rotası bozuk bir gemi durumuna düşürmüştür. Bugün Cumhurbaşkanı'nın ABD ziyareti öncesi, tam da bu çürümüşlüğün çarpıcı neticeleri ile karşı karşıya kaldık. ABD'ye gönderilen ön inceleme heyeti, dış işleri kadrolarından oluşturulmadı. Genelkurmay Başkanı ve MİT'in içinde yer aldığı bir ön inceleme heyeti gönderilerek orada neyin mesajının dahi verileceği belli olmayan bir çarpık sürecin içine girilmiştir.
Henüz ön heyet oradayken ABD YPG'ye ağır silahlar vereceğini ilan etmiş ve karar vermiştir.